Dünyanın ekseni kaydı.
Yaz belli değil, kış belli değil.
İlkbahar ile sonbahar birbirine karışmış duruma geldi.
Bilgilenerek uygarlaşan(!) insanoğlu, böyle bir dünyayı eliyle yarattı.
Şimdi de bu dünyada yaşamak istemiyor.
Uzayda yerleşeceği diğer dünyalar arama çabasına girdi.
X
İnsanoğlu, 1968 yılında aya ayakbastı.
Bir kesim çıktı, “yalan” dedi, “Allah’ın nuruna gidilemez, sizi kandırıyorlar” denildi.
Her neyse, insanoğlu ayda yaşanamayacağını anladı.
Ve o günden beri başka aylar, başka dünyalar arayışı içine girdi.
Birkaç yüzyıl sonra, uzayda yaşanabilecek yeni bir dünya bulunduğunu varsayalım;
Bu kafayla gidildiğinde, yeniden bir taş devri, yeniden bir tunç devri yaşanmayacak tabi ki.
Çünkü insanoğlu uzaya yerleşecek kadar akıllandı.
Yerleşilen yenidünyada kentleşme, sanayileşme, yeraltı zenginliği aramaları ve politika başlayacaktır.
Ve birkaç bin yıl sonra uzayda, dünyadan kaçarak yerleşilen yenidünya, günümüz dünyasına benzemeye başlayacaktır.
O zaman yenidünyada da yenidünyalar aranmaya başlanacak, kim bilir belki daha çabuk bulunacaktır.
Bilimin hızla ilerlemesi, insanoğlunun cehaletini ortadan kaldırmadıkça, uzayın tamamı insanoğlunun olsa ne yazar?
X
28 Ocak 1986 günü, Challencer uzay mekiği, 7 astronotla uzaya fırlatıldı.
73 saniye sonra mekik patladı ve 7 astronot yaşamını yitirdi.
Çok sonraları, yani sosyal medya diye paylaşım siteleri gelişince, bu konuyla ilgili çeşitli paylaşımlar yapıldı.
En ilginç paylaşımda, bir tarikat mensubu, uzay mekiğinin neden patladığını şöyle açıkladı;
“Pirimiz, uzay mekiğinin cıvatalarını gevşetti. Mekiği bizim pirimiz patlattı.”
Mealen böyle diyordu o bilmem ne tarikatının müridi.
Sosyal medya tiryakileri bu paylaşımı mutlaka görmüştür.
Uzay çalışmaları yapanları, uzay mekiğine girip semaya çıkacakları şimdiden uyarmak gerek.
Aman cıvataları iyi sıkın.
Yoksa Allah korusun, uzayda yerleşecek dünyalar bulamayız…
|