1 Mehmetçik yine toprağa verildi.
Kaza – kırım dediler.
Suç, hava koşullarına bağlandı.
Helikopter modelinin, geçmişteki bu modelin sabıkaları düşünülmedi.
Ve 11 vatan evladı şehit oldu.
Bize de bu şehitlerin cenazelerinde el – pençe divan durup, “Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Yakınlarına baş sağlığı dileriz” demekten başka bir şey kalmadı.
Hani yıllardır, “şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye bağırıyoruz ya!
İşte öyle hüzünlü bir çığlık kaldı ortada.
Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına, tüm yurttaşlarıma baş sağlığı ve sabır diliyorum.
X
Başlıktaki aç – kapat olayına gelince;
Virüs belası bize musallat olalı bir yıl oldu.
İlk fark edildiğinde en az bir ay kapanabilseydik, günümüzdeki sıkıntıları yaşamayabilirdik.
Bunu ben söylemiyorum, anlatımlarına inandığım, söylemleriyle güven veren bazı bilim insanları söylüyor.
Bugün mavi, sarı, turuncu, kırmızı gibi renklerle işaretlenen illerin durumuna bakıyorum, inanamıyorum.
Çünkü her yerin caddeleri, sokakları lebaleb dolu.
Kandırılmaya alışan toplumun virüs umurunda bile değil.
Bu virüs konusunun en çok sıkıntısını yaşayan sağlıkçıların izin, tayin, emeklilik, istifa inisiyatifleri, çözümmüş gibi yasaklandı.
X
Okulları açtık ya!
Şimdi ne zaman kapatacaklar diye beklenti var.
Öğretmen, öğrenci, öğrenci velisi toptan kaygılı.
Bu kaygıyı giderecek herhangi bir açıklama yok.
Böyle durumlar, özür dilemekle geçiştirilebilecek kaygılar değil.
Ne diyelim?
Biz bize benzeriz diyelim mi?
Hadi diyelim de nereye kadar diyeceğiz?
İşimiz Allah’a kaldı desek, doğru olur mu?
Hadi onu da dilemiş olalım.
Ancak işimiz iş, gidişimiz gidiş değil…
|