Ben hukukçu değilim.
Güvenilir hukukçu dostlarım var, danışırım.
Benim tarih bilgim yoktur.
Güvenilir kaynaklara başvurarak, tarih öğrenmeye çalışırım.
Benim ekonomi bilgim kıttır.
Cebim ile çarşı – pazar arasında bocalamaktan başka, güvenilir kaynaklardan okuyarak, ekonominin ne demek olduğunu öğrenmeye çalışırım.
Benim politik bilgim hiç yoktur.
Politikadaki söylemleri, yaşananları duydukça gördükçe, bu konuyu öğrenmek için güvenilir kaynak aramam.
Çünkü yoktur.
Duyduklarımdan, gördüklerimden de rahatsız olduğumu belirtmeliyim.
Ancak politikanın, halkı yönetmek gibi kutsal bir işlevi olduğuna inanırım.
X
Bana göre insan ya iyidir ya kötüdür.
Ya güzeldir ya çirkindir.
Ya cimridir ya cömerttir.
Az iyi çok iyi, az kötü çok kötü, az güzel çok güzel, az çirkin çok çirkin, az cimri çok cimri, az cömert çok cömert, insan olmaz.
Az tarihçi çok tarihçi, az ekonomist çok ekonomist, az hukukçu çok hukukçu olmayacağı gibi.
Hele az dindar çok dindar hiç olmaz.
İnsan ya dindardır ya değildir ya da din bezirganıdır.
Bu bezirgan dalında olanlar, bilmediği konularda fetva verir.
Anlamadığı halde ekonomi konuşur.
Hukuku, hukukçudan iyi bildiğini sanır.
Ve tarih bilgisi de askerlik anılarından öteye gidemez.
Gerçekten inanan dindarları tenzih ederim.
X
İnanır mısınız, böyle karmaşık bir yazıyı neden yazdığımı bilemiyorum.
Ancak yaşadığım zamandan ilham almış olabilir miyim diye düşünüyorum.
İsterseniz siz de çevrenize, yakınınızda uzağınızda gelişen olaylara, televizyonların haber kanallarında konuşulanlara, televizyonlardaki dizilere, bir gözlemci duyarlılığıyla bakın, bana hak vereceksiniz.
Hak vermeseniz de olur.
Zaten kim hakkını alabiliyor, kim hak ettiği yere gelebiliyor ki?
İsterseniz, “yahu bu adam galiba doğru söylüyor” deyin.
İsteseniz dalganızı geçin.
Umurumda bile değil…
|