40 yılı aşkın bir süre önce, eski adıyla Sosyal Sigortalar Kurumu Hastanesinde görev yapmıştım.
Birlikte çalıştığım bir arkadaşımın bir kabahati oldu.
Suç demiyorum, kabahatti.
Çünkü suç değildi ve suç ağır bir sözcük olurdu.
O dönem SSK Hastanesinin başhekimi, sonradan bir cinayete kurban giden, rahmetli Opr.Dr. Orhan Özbay’dı.
Telefon etti, beni odasına çağırdı.
Birlikte çalıştığım arkadaşımın kabahati ile ilgili çağırdığını anlamıştım.
Odasına girdim, ilk sorusu, “ne yapmış bu arkadaşın?” oldu.
O arkadaşım düzgün, dürüst biriydi, onu koruma amaçlı beyaz yalanlar söylemeye başladım.
Bir soru daha geldi, yine beyaz yalana başvurdum.
Rahmetli Orhan Bey, gülümseyerek bir soru daha sordu.
Utanarak ve kızararak yine beyaz bir yalanla yanıtladım.
Yine gülümsedi ve tam bir soru daha soracağını tahmin ederek, “yeter abi, yalanın batağına battım” deyince, “tamam tamam, o arkadaşın çok şanslı, çünkü senin gibi bir arkadaşı var. Keşke benim de olsaydı” dedi ve gülümsemeyi bırakıp ekledi, “söyle ona, 10 gün izine ayrılsın” deyince rahatladım, teşekkür edip odasından çıktım.
O arkadaşımın kabahati bağışlanmayacak bir şey de değildi zaten
Ancak beyaz da olsa, masum da olsa, birini korumak için de olsa, söylediğim yalanlardan utanmıştım.
Rahmetli Orhan Bey’in yalanlarıma gülümseyen ve bağışlayıcı tavrı, benim utancımdan kurtulup, rahatlamamı sağlamıştı.
X
Anlattığım bu anı, yazımın başında da belirttiğim gibi 40 – 45 yıl önce gerçekleşti.
Günümüzde olsa ne olurdu tahmin edemiyorum.
Çünkü günümüzde yalanlar, doğruymuş gibi ortalıkta uçuşuyor.
Bazı politikacı yalan söylüyor, yüzü kızarmıyor.
Bazı bilim insanı, kendilerine yakışmadığı halde yalan söylüyor, yüzü kızarmıyor.
Bazı gazeteci yalan haber yapıyor, yüzü kızarmıyor.
Din adamı geçinen bazı yobaz, İslam’ı, Allah’ı, peygamberi söylemlerine ekleyerek yalanlar söylüyor, yüzü kızarmıyor.
Üzülerek belirtmeliyim ki benim necip halkımın içinde bu yalanlara, aldatmacalara, hurafelere inananlar da az değil.
Ve yalanı seviyorsanız, bazı televizyonlardaki tartışmaları salık veririm.
Yıllar önce bir anıdan yola çıkarak nerelere geldik.
Ben o yılları özlüyorum desem ne dersiniz?...
|