Salgın yasakları kalktı ya, bi rahatladık bi rahatladık ki sormayın gitsin.
Elektriğe, doğalgaza, LPG ye, öğrenci harçlarına zamlar gelmiş, umurumda değil.
Bu zamları aklıma getirmeden, son zamanlarda gündemden düşmeyen Katar’ı merak ettim.
Özel jetime atlayarak oraya gideyim dedim.
Aaa, benim özel jetimi, maaşını verdiğim pilot kaçırmış.
Katar seyahatsızlığım hüsrana uğrattı.
Bu sıkıntıyla, Dubai’ye gideyim dedim.
Dubai’nin emiri, “gelme” dedi.
“Neden?” diye sordum.
“Biz daha Sedat ile uğraşıyoruz. Sana zaman ayıramayız, mahcup oluruz” dedi.
Vazgeçtim.
Afrika’nın sömürüle sömürüle geri kalmış ülkelerine gideyim dedim, hemen yanıt geldi; “Sen gelme, kurbanlık dananı gönder” dediler.
Komşu ülke Suriye’ye gideyim dedim.
Oranın bir yetkilisi, “beslediğiniz bizim zibidiler, bayram tatili için geliyorlar, bir de seninle mi uğraşacağız?” dedi.
“Yahu ben yeni bir özel jet aldım, onunla geleceğim” dedim.
“Uzay mekiğin olsa ne yazar” dediler.
Dayanamadım, Afganistan’a gideyim dedim.
“Dur bakalım, Biden karar versin, öyle” dediler.
Danimarka’ya gideyim dedim.
Oradan da biri, “gelme, biz oraya geliyoruz” dedi.
Köşede bucakta kalmış bir devlet varsa, beni davet etsin, hemen özel jetime atlayıp gideceğim.
Bu ülke Amerika bile olsa.
Tam aşılanmış bir ülkeden davet beklemeye başladım.
Şu koca dünyada, bana, “hadi özel jetine atla gel” diyen bir devlet bulabilir miyim ola?
Sonuçta, kendime, “otur oturduğun yerde, asgari ücretten bile düşük maaşın neyine yetmiyor?” diye sordum ve “bir teselli ver” şarkısını, özel jetimin içinde tek başıma oturarak terennüm etmeye başladım.
Sahi siz, şarkı – türkü söyleyebiliyor musunuz?
Ama “bir teselli ver” den başka…
|