Bugün 24 Kasım.
Öğretmenler günü.
Kutlamalar yapılacak, törenler düzenlenecek, protokole dahil zevat konuşmalar yapacaklar.
Yani bugün öğretmenler baş tacı edilecek.
365 günde 1 gün…
Ya geriye kalan 364 gün !...
Değişen hiçbir şey olmayacak.
Eski hamam eski tas olacak.
Öğretmen yine ek iş arayacak, geceleri taksi sürücülüğü, gündüzleri okuldan arta kalan zamanda çalışabileceği uygun iş arayacak.
Neden?
Aldığı maaş yetmiyor.
Tek başına olsa neyse.
“Yıkılası hanede evlad – u ayal var…”
Onları geçindirmekle yükümlü.
Yani maişet motorunun dönmesi için maaş dışında ek gelir gerek.
Öğretmen ya!
Örnek olması gerek.
İyi giyinecek, kitap okuyacak, her gün tıraş olacak ki öğrencileri kendisine özensin.
xxx
Ah öğretmenim ah…
Bir çatı altında toplanıp birlik olsan, en kalabalık örgütsün ama çeşitli sendikalar, her sektörde olduğu gibi seni de bölüp parçalamışlar.
Sendika sendika ayrılmışsın.
Üyesi olduğun sendikalar ne yapıyor?
Havanda su dövüyor.
Öyle olmasa bu gün para kazanmak için ek iş arar mıydın?
Ah öğretmenim ah…
Sen, bir araya gelip tek çatı altında toplanmadan, sesini duyurabileceğini mi sanıyorsun?
Ah öğretmenim ah…
Dün senin “rahle – i tedrisinden” geçenler, bu gün, oturdukları koltuklar soğumasın diye yerlerinden kalkıp, senin derdinle ilgilenmiyorlar.
Demek ki onları iyi eğitememişsin.
Asil öğretmen, vekil öğretmen, sözleşmeli öğretmen, anlaşmalı öğretmen, ücretli öğretmen diye seni kaç parçaya bölmüşler?
Bir gün sesini yükseltip, “öğretmenin vekili olur mu?” diye sordun mu?
Bir gün “nedir bunca sendika, öğretmeniz, hepimiz birleşelim” dedin mi?
İşte bundan dolayıdır ki her yıl 24 Kasımın adına “Öğretmenler Günü” derler, ağzına bir parmak bal sürerler.
Sen kendine, mesleğine, haklarına sahip çıkmayı öğreninceye kadar da bu işler böylece sürüp gider.
Vah öğretmenim vah…
Asil, yedek, ücretli, sözleşmeli, anlaşmalı, stajyer tüm öğretmenlerin bu günü kutlu olsun.
Yarın mı?
Onu da siz düşünün öğretmenim…
|