Ürdünlü işyeri açtı.
Suriyeli işyeri açtı.
Afganistanlı, Pakistanlı, Somalili, İranlı, Iraklı, Azerbaycanlı, gelip cennet ülkemde şirketler kurdular.
Bunlardan şirket kuramayıp, işyeri açamayıp, sokaklarda haraçla beslenmeye başlayanlar da çoğaldı
Unuttuklarım varsa ( Amerika gibi, İngiltere gibi, Fransa gibi, İtalya gibi) onu da siz tamamlayın.
IŞİD li terörist bile gelip Gaziantep’te kuşçu dükkanı açtı.
Bizim mülkümüz olan limanlar, bizim olmaktan çıktığı için, bu limanlarda yabancı şirketler kuruldu.
Vergiden muaf tutuldular.
Her türlü kolaylık sağlandı.
Verimli topraklarımıza, tohum vermeyen yabancı fideler dikildi.
İçte terör eylemleriyle baş edemezken, komşu ülkelerde terörist avına çıkıldı.
Her gün bayrağa sarılı tabutlarla şehitler geliyor ve “şehitler ölmez, vatan bölünmez” diye acıyla haykırarak, şehitlerimizi toprağa veriyoruz.
X
Bir ülkede, atanmışlar, seçilmişlerden daha çok konuşuyor, daha çok politika yapıyorlarsa ve yüce meclisin kıymet – i harbiyesi kalmamışsa, patagonyadan gelip işyeri açanlar bile olacaktır.
Patagonya neresi diye soracak olursanız, vallahi öyle bir ülke var mı yok mu ben de bilemiyorum.
Sakın bana “n’olacak bu memleketin hali?” diye sormayın.
Memleketin hali neyse, hepimiz, hepiniz sorumluyuz, sorumlusunuz.
Yani böyle yanıtı olmayan, anlamsız bir soru sormaya kimsenin hakkı yoktur.
Lagaluga yapmaya gerek var mı?
Yahu gerçekten n’olacak bu memleketin hali?
Bilen bir babayiğit var mı?
Sığınmacıları kaçak işçi olarak çalıştıranlar, sığınmacı daha çok para veriyor diye evini yurttaşına kiralamayanlar, yazık garibime diye sığınmacılardan gözüne kestirdiği ikinci, üçüncü eşini alanlar her geçen gün artarken, n’olacak bu memleketin hali? diye sormanın anlamı kaldı mı?
Yağma hasanın böreği diye düşünseniz de yine biz sormuş olalım.
N’olacak bu memleketin hali?
Belki sağlıklı yanıt verecek bir babayiğit bulunur…
|