Zam sözcüğü tatsız bir sözcüktür.
Günümüzde bu sözcüğü kullananlara kızanlar, sinirlenenler var
Ancak zam gerçeği lök devesi gibi ortada.
Yani zam yok diyemezsiniz.
Çünkü var olan bir şeye yok demeye eblehlik diyorlar.
Şimdi ben burada bazı zamlardan söz edeceğim, alınanlar, gücenenler olacak.
Varsın olsunlar.
Dışardan dolarla alınan buğday, dolar fırlayınca pahalıya mal olmaya başladı.
Buna bağlı olarak ambardaki una zam geldi.
Una zam gelince ekmeğe, simide zam geldi.
Zam yok diyebilir miyiz?
Süte zam gelince süt ürünlerine yansıdı.
Petrolün her türevine zam üstüne zam yapılıyor.
Vergilere zam, harçlara zam gelmedi mi?
Nasıl görmezden gelebiliriz?
Trafik cezalarının her türüne zam üstüne zam yapılıyor.
Gübreye, ilaca, tohuma, mazota gelen zamlar çiftçiyi ekemez biçemez duruma getirdi.
Hadi görmezden gel!
Gıdada temel tüketim mallarından patlıcanı, TÜİK enflasyonun belirlenmesinde ölçü olarak almadı mı?
Aklımızla alay eder gibi, tam bir pişkinlikle “kiloyla almayın, taneyle alın” diyenler yok mu?
Yalnız yumurtaya gelen zamma bir anlam veremedim.
Çünkü vicdanlara hiç zam yapılmıyor.
Bakın, halkın temel ve zorunlu tüketicisi olduğu elektriğe, doğalgaza, suya gelen zamlara değinmedim bile.
Zam sözcüğünden rahatsız olmak yerine, zam yapmamak için çözüm arayışına girmek ağır ve yorucu geliyor galiba.
Bundan böyle Hazine ve Maliye Bakanını iyi takip etmek gerek.
Çünkü bakan, tüm düşüncelere uyumlu olacağı imajı verdi.
Tüm düşüncelere derken herkesin düşüncesine uyumdan söz etmiyorum.
Bir kişinin düşüncesine uyum göstereceğini ilk demecinde ima etmedi mi?
Ve sonuç olarak bir zamdan daha söz etmeliyim.
Cenabı Allah, bu cennet ülkede yaşayan yurttaşların tahammül gücüne de zam yapsın.
Amin…
|