Bir kısım insan, belki de kendine göre haklı olarak “benim politikayla ilgim yok” diyor.
Oysa politika, gelip onun sofrasına bağdaş kurup oturmuş.
Ne yazık ki farkında bile değil.
Benim necip halkım alışveriş paniği içinde.
Gerek olanları alırken zamları düşünüyor.
Çünkü yarın fiyatların nerelere tırmanacağını bilemiyor.
Salt yarınını düşünüyor.
Çünkü bugün aldığını, yarın, bir sonraki gün ayni fiyata alamayacağını biliyor artık.
Stokçu mu var?
“Mallarına el koyun” emri çözüm mü?
Ne çözümü?
Şov yapmak ve suret – i haktan görünme çabası
X
Asgari ücret ne oldu?
Hani pazartesi günü açıklanacaktı.
Hala belli değil.
Peki, bu asgari ücret belirleme konusundaki sıkıntı nedir?
O da belli değil.
Oysa muhterem vekillerin maaşlarına yapılacak zam 3 dakikada meclisten geçiyor.
Asgari ücret konusunda toplantı üstüne toplantı yapılıyor.
Toplantıyı yapanlardan biri de asgari ücretli olsa keşke.
Asgari ücreti belirlemek için ne bekleniyor?
X
Bazı yandaş televizyon kanallarında bile eleştiriler izlemeye başladık.
Hayrola mı desek, günaydın mı desek ben de şaşırdım.
Hadi yine de yumuşakça günaydın diyelim mi?
X
En acı durum iflasa komşu olmak.
Ancak hala pişkinlik, hala yüzsüzlük ve hala “saldım çayıra, Mevlam kayıra” politikası.
Gelin biz bu basit ve değersiz(!) konuları konuşmayalım.
Son söz;
“Demokrasilerde çare tükenmez.”
Böyle giderse, çarenin ne olduğunu bile unutabiliriz…
|