Çok tahammüllü, dolayısıyla mülayim bir toplumuz.
Bakmayın son zamanlarda insanların barut fıçısına dönmesine.
Bu halimiz de saman alevi gibi geçicidir.
Böyle bir toplum yapısıyla ilgili bir fıkra vardır.
Yeri gelmişken bu fıkrayı tazeleyeyim;
Ülkenin birinde ceberrut bir padişah varmış.
Padişaha hazinenin boşaldığını, yeni vergiler alınması gerektiğini söylemişler.
Padişah hemen karar vermiş;
“Tüm köprülerden her geçenden 10 akçe alına.”
Emir hemen uygulamaya konulmuş ama hazine yeteri kadar dolmamış.
Durumu yine padişaha arz etmişler, bu kez “köprülerden geçmeyenlerden de 10 akçe alına” buyurmuş.
Bir süre sonra hazine biraz toparlanmış.
Padişah, bu kez “her köprüye iki tane izbandut gibi adam yerleştirin, gelene geçene tecavüz etsin” diye buyurmuş.
Emir hemen uygulanmaya başlamış.
Padişah, teb’asını halini sormak üzere bir köprünü başına gelmiş
Onu görenler etrafına toplanmış.
Padişah sormuş; “nasılsınız, halinizden memnun musunuz?”
Kalabalıktan cılız bir ses, “padişahım, memnun olmaya memnunuz da şu köprülerde bize tecavüz etmek için görevlendirdiğin adamların sayısını biraz arttırın, işimize giderken geç kalıyoruz, evimize dönerken geç kalıyoruz” demiş.
Fıkra bu ya!
Biz de o padişahın tahammüllü ve mülayim teb’ası gibi olmaya doğru yavaş yavaş değil, hızla ilerliyoruz gibi geliyor bana.
Tahammüllü ve mülayim insanlar, yöneticilerinin her söylediğine inanır, her yaptığını “doğrudur” diye onaylarlar.
Bazı çatlak sesler yükselse de olay budur.
Allah bizi böyle tahammüllü ve mülayim efendilerin bol olduğu bir toplum olmaktan korusun.
Amin…
|