Şubat ayına girdik.
Bugün 2 Şubat.
Baharı özledim desem, “dur bakalım daha şubata yeni girdik” dersiniz.
Meteorolojiye göre şubat ayı, ocak ayından daha zorlu geçecekmiş.
Varsın geçsin, biz her türlü zorluğa karşı şerbetliyiz.
Bazı haber kanalları Avrupa’yı, Amerika’yı, Kanada’yı, Rusya’yı ve bu ülkelerde yaşanan kışı ekranlarına taşıyarak, “salt bizde değil, dünya donuyor” demek için yırtınıyorlar.
Bir de o donduğu söylenen ülkelerde doğalgaza, elektriğe, petrol ürünlerine zamlar yapılıp yapılmadığından söz etseler diye düşünüyorum.
Acaba oralarda da faturalar kabarık geliyor mu?
Esnaf kepenk kapatıyor mu?
Sanayici sıkıntıda mı?
Yoksul daha yoksullaşmış mı?
Yok, bunlardan söz etmiyorlar.
Çünkü o ülkelerin zam politikaları farklı.
Çünkü onlarda zarar gören yurttaşlarına yaklaşımları farklı.
Yollarda kalanlara, o yolları yapanlar tazminat ödüyor.
Onların caddelerinde, sokaklarında çöp yığınları oluştu mu acaba?
X
Baharı özlemekte haksız mıyım?
Baharla baş başa kalsak, yaşanan bir takım sıkıntılar belki azalır.
Elektrik, doğalgaz, petrol ürünleri ve çarşı – pazar zamları durur mu dersiniz?
O konuda pek umutlu değilim.
Çünkü biz, insana pek değer verilmeyen, politikanın sosyal medyada trollere bırakıldığı cennet bir ülkede yaşıyoruz.
Her yeni ay bir önceki aydan iyi olacakmış.
Valla ben yine de baharı özledim.
Salgın konusuna gelince;
“Endişe etmeyiniz.”
Bahar mutlaka gelecek…
|