Nato’nun ve tabi ki Amerika’nın yayılmacı politikasını tartışan kimse yok.
Varsa yoksa Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi.
Oysa konu ne Rusya ne Ukrayna.
Asıl konu, Karadeniz’in bir Amerikan gölü haline getirilme politikası.
Bu kargaşada en çok etkilenecek ve zarar görecek olan benim cennet ülkem olacak.
Çünkü yönetenlerimizin tavrı belli değil.
Bakar mısınız?
Dün, Montrö’yü tartışmaya açıyorlardı.
Bugün Montrö’ye sarılıyorlar.
Montrö’nün önemi bir bela sonucu anlaşıldı.
Buna da şükür.
Peki, Montrö nedir?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ölmeden iki yıl önce, dünyaya kabul ettirdiği “Boğazlar Sözleşmesi” dir.
Öngörüye bakar mısınız?
O günden bu günü gören devlet adamlığıdır.
X
Kökleri, dilleri, coğrafyaları ve yaşam biçimleri hemen hemen ayni olan Rusya ile Ukrayna’yı çarpıştıranlar, sivil ve masum insanların ölmelerine göz yumanlar, işte bu yayılmacı politika yolundan yürüyenlerdir.
Ve dünyanın Ukrayna’ya alkışlarla destek vermesi, bir tür gazdır ve bu ahlaksız, acımasız savaşın sürmesini istemektir.
Durumun ciddiyetini kavramak da devlet adamlığıdır.
X
Bize gelince;
Biz, barışın simgesi, sağlık deposu zeytin ağaçlarına savaş açıyoruz.
Zamlarla cebelleşiyoruz.
Yarın, bu günü arayacağımız şimdiden ortada.
Bu konuyu istediğimiz kadar tartışalım, çığlıklar atalım, boşa kürek çekmektir.
Çünkü zamların ekonomiyi düze çıkarabileceği sanılıyor.
Baksanıza, TUİK’e göre büyüyormuşuz.
Bu büyüme aldatmacasını alkışlayanlar hangi ülkede yaşıyorlar merak ediyorum.
Ve onların yerine benim yüzüm kızarıyor, ben utanıyorum.
Bu arada birileri de mutlaka acı acı gülümsüyordur.
Ve bazı televizyonlar, bazı gazeteler, benim necip halkıma, Rusya – Ukrayna çatışmasındaki görüntüleri sunarak, “cambaza bak” yayıncılığı yapıyorlar.
Ekranlara çıkarılan ve yorumcu geçinen televizyon kargaları da yangına körükle gidiyorlar.
X
Savaşa destek vermek alçaklıktır.
Barışı savunmak ve alkışlamak insanlıktır…
|