Doğruyu gördük.
Gördüğümüz gibi yazdık.
Alınanlar olmuş.
Hatay anakent belediye başkanının “Hatay elden gidiyor” çığlığını duymazdan, görmezden gelemezdik.
Çünkü benim doğduğum, ilk gençlik yıllarımın geçtiği Kilis de ayni sıkıntıları yaşıyordu.
Yaşadığım kent Gaziantep’te de ayni sıkıntılar yaşanıyordu.
Şanlıurfa’da da yaşanıyordu.
Ve hala da yaşanıyor bu sıkıntılar.
Sığınmacı sıkıntısını yaşamayanlar bilmezler ama bol bol ahkam kesmeyi çok iyi bilirler.
Bu kentlerde yaşayanlar, sığınmacı sıkıntısının canlı tanıklarıdır.
Bu sığınmacılardan işlerine yarayanları sigortasız çalıştıran iş insanlarını da gördük.
Bu sığınmacıların, genç ve güzel kızlarını ikinci eş olarak, imam nikahı ile alanları da gördük.
Bu sığınmacıların gençlerini her konuda, her yerde kullananları da gördük.
İşine bakan, iş bulan ve bildiği işleri yaparak yaşama savaşı verenlerini de gördük.
Bu sığınmacılara acıyarak yardım edenleri de gördük.
Ve bunlara acımasızca Allah belalarını versin diyen insanları da gördük.
Hatay Anakent Belediye Başkanı da görmüş ki “Hatay elden gidiyor” diye çığlık atmış.
Bildiği, gördüğü, tanık olduğu olaylar olmasa böyle bir çığlık atar mı?
Üstelik adam bir doktor, bir bilim insanı.
Hadi hakkında soruşturma açalım dediler.
Suçu ne?
Gördüğünü, bildiğini, tanık olduğunu söylemesi.
Ne demiş?
Hatay eden gidiyor demiş.
Araştırın, soruşturun.
Bu adam doğru mu söylüyor yalan mı söylüyor?
Kilis’in yerel yöneticileri, Gaziantep’in, Şanlıurfa’nın, sığınmacısı çok illerin, ilçelerin yerel yöneticileri nerede peki?
Yönettikleri kentlerin demografik yapısının değişmesinden mutlu mudurlar?
Hani sesleri çıkmıyor da.
Allah belamızı vermiş ama bizim haberimiz yok.
Haksızsam lütfen haksızsın deyiverin.
Ben de gördüklerime, yaşadıklarıma inanmayayım…
|