Kilis’te üzümcülük vardı.
Üzüm çeşitlerinin cennetiydi Kilis.
Üzüm bağlarının tümüne yakını söküldü.
Neden?
İlkin Gaziantep Tekel İçki Fabrikası kapatıldı.
Ardından Kilisin üzümünü alıp değerlendiren, Kilis Suma Fabrikası kapatıldı.
Üzüm üreticisinin üzümünü verecek kurum, pazar kalmadı
Herkes bağını bozdu, üzüm tiyeklerini söktü.
Yerine fıstık ve zeytin fideleri dikilmeye başlandı.
X
Kilis Belediye başkanlığı, kentin güneyinde yapılan yeni binasına taşındı.
Bu sefer de yeni belediye binasına yakın zeytin ağaçları sökülmeye başlanmış.
Bu sökülen asırlık zeytin ağaçları heba edilmeyecek, yapılan hastanenin yakınlarına dikilecekmiş.
Yapmayın, etmeyin desek boş.
Kararı veren Kilis Belediye Başkanlığı.
Ve bu belediyenin başında, çeşitli birimlerinde, üzümün, zeytinin ne demek olduğunu bildiklerine inanmak istediğim çalışanlar var.
Nüfusunun neredeyse iki katı sığınmacıyı barındıran Kilis için, “Kilis’i kaybediyoruz” diyen bir ses yok.
Kilis böyle bir duyarsızlığı, böyle bir aymazlığı hak etmedi.
“Devlet bu toprakları bize verdi” deyip köylülere saldıran Suriyeli sığınmacıların ayaklanma girişimine ne demeli?
Bunlar daha Kilis’sin, Kilislinin iyi günleri.
Sığınmacıların genç kızlarını, evli olduğu halde eşine kuma olarak alanlar mutlu mu?
3 paralık evini 100 paraya Suriyeliye kiralayanlar mutlu mu?
Kilisli esnaftan çok Suriyeli esnafın olması kimseyi ilgilendirmiyor mu?
Tamam, zordalardı, bağrımıza bastık.
Ülkelerindeki sıkıntı azalmadı mı?
Milliyetçilik duygusu olmayan bu sığınmacılar yarın başımıza bela olurlarsa kimi, kimleri sorumlu tutacağız?
Çözüm mü istiyorsunuz?
Evli evine, köylü köyüne.
Bu konukseverliğin aptallığa dönüştüğünü gören yok mu?
Kilisli yardımı nereden, kimden bekleyecek?
Peki, dara düşüldüğünde kendisinden yardım umulan Ankara neden var?
Yoksa Ankara Kilis’i görmüyor mu?...
X
NOT; Bir önceki yazımda polis teşkilatının 175. Yılı demiştim. Dikkatli okurlarımın gözünden kaçmamış, beni uyardılar.
Polis teşkilatının 177. Yılı olarak düzeltir, okurlardan özür dilerim.
|