Kentin karmaşasından,
Bu güzel kentte yaşayanların duyarsızlığından,
Kenti yönettiğini sananların aymazlığından,
“Ultra – süper – lüks” gibi sahte etiketlerden,
Hele de patlıcan, domates, hıyar, kabak marul fiyatlarından,
20 yıldır 15 – 20 günde bir araya geldiğimiz 18 – 20 kişilik dostlarla bir arada olamamaktan,
Bir türlü dinmeyen, yüreğimizi yakan şehit haberlerinden,
Ekranlara çıkartılıp, her konuda ahkam kesen televizyon kargalarından,
Sınır güvenliği kalmadığı için, ipini koparanın cennet yurdumu istila etmesinden,
Göç İdaresi Başkanlığının, TÜİK’in yalanlarından,
Yurttaşlığın pazara çıkmasından,
Her gün her şeye gelen zamlardan ve bu zamlara tepkisiz kalıp şükredenlerden,
Politik atraksiyonlardan.
Yeter mi?
Daha uzatabilirim ama burada keseyim.
Bu durumlardan gına geldi, bıktım usandım.
Kurtulabilir miyim bilemiyorum ama ben bunlardan kaçıyorum.
Oksijenle, denizle, ormanla yani doğayla buluşmak için kaçıyorum.
Çözüm mü?
Kesinlikle değil.
Bir tür kendimi aldatmak gibi bir şey.
Bayram harçlığını yol parası yapacağımızı bilerek yollara düşüyorum.
Becerebilirsem, bu gibi sıkıntıları birlikte götürmemeye çalışacağım.
Ben doğayla kucaklaşayım da Avrupa varsın beni kıskansın.
10 günlük izin istiyorum.
10 gün sonra yeniden buluşmak umudu ve dileği ile.
Esen kalın…
|