Emeklinin bayram harçlığına durduk yerde zam yapılmadı.
Ülkenin kasası durduk yerde boşalmadı.
Hazine durduk yerde sıkıntıya girmedi.
Enflasyon durduk yerde tırmanmadı.
“Bir milyon Suriyeliyi ülkelerine gönderme çalışmalarımız sürüyor” açıklaması durduk yerde yapılmadı.
Başta Suriye olmak üzere, çeşitli ülkelerden akın akın gelen, gelmelerine göz yumulan politika baştan beri yanlıştı.
Şimdi bu yanlış politikanın sıkıntısı çekiliyor.
En büyük sıkıntıyı da halk çekiyor.
İğneden ipliğe nerdeyse her gün gelen zamlar, çözümden çok uzak.
Üstelik çözümsüzlüğün üstüne düğüm üstüne düğüm atar hale geldi.
X
Suriye’den, Kuzey Irak’tan hala şehitler gelmesini neye bağlamak gerek?
Esat ikinci kez genel af ilan etti ancak Türkiye’de düzenini kuran sığınmacıların, ülkelerine gitmeye pek niyetleri yok.
Bir milyon gönüllüyü göndereceğiz deniyor ama pek gönüllü de yok gibi.
Çünkü kendi yurttaşımıza sağlamadığımız ayrıcalıklara onlar sahipler.
Cennet ülkemin demografik yapısı bozuldu.
Hele de Hatay’ın, Kilis’in, Gaziantep’in, Şanlıurfa’nın durumları daha vahim.
Ankara’nın, durumdan yeni haberi olmuş gibi, bir milyon sığınmacıyı ülkelerine gönderme söylemleri dillendirilmeye başlandı.
Sığınmacı konusunda soru; Gönderecek miyiz? Göndermeyecek miyiz?
Artık bir karar verin.
Acayip bir ortamdayız.
Böyle kararsızlıklarla başımız beladan kurtulacak gibi görünmüyor…
Yönetim zafiyeti desek, yanlış dış politikalar sonucu desek, kızacaklar olur.
Varsın kızan kızsın.
Çünkü gerçekler böyle.
Ve çünkü gerçekler acı verir, kızdırır.
1.5 milyar Müslümanlardan sorumlu olduklarını söyleyenler, 85 milyon kendi insanının sıkıntısını görmezden geliyorsa, sözün bittiği yerdir.
Hadi gelin büyüklerimizin tavsiyesine uyalım.
Ne yapalım?
Şükredelim.
Sabredelim.
Zaten başka da yapabileceğimiz bir şey yok…
|