Yazımın başlığı, espri ile karışık bir halk söylemi.
Konumuza gelirsek;
Bir ek bütçe sözü günün konusu oldu.
6 ay önce yapılan 2022 yılı bütçesi yetmemiş, bir ek bütçe yapılması isteniyor.
Ekonomideki sıkıntıdan, zamlardan devletin 6 ay önce yapılan bütçesi de nasibini almış demek ki.
İstenen ek bütçede kalem kalem, rakam rakam her şey var.
Ek bütçe ne demek?
Halkın sırtına yüklenecek yeni vergiler demek.
Öte yandan ek bütçeye eklenmesi gerekenler yok.
Neler yok?
İşçi – işsiz yok.
Küçük esnaf yok.
Öğrenci yok.
Çiftçi yok.
Yoksul zaten yok.
Her yıl yaşanan orman yangınları için bir pay yok.
Peki, ne var?
Sığınmacılar işin ayrılan bütçeye ek bütçe isteği var.
“Olsa dükkan senin” demeye dilimiz varmıyor.
Neden?
İtibarımızın sarsılacağı düşünülüyor olsa gerek.
Benim işçimin, memurumun, emeklimin, küçük esnafımın, boşta gezenimin, kısaca yurttaşımın itibarı kalmış mı?
Onu düşünen yok.
Bu itibar denilen şeyi, kimin gözlerinin parlaklığına bakıp anlayacağız?
Örneğin, ilçeleri il yapma muştusu itibar mıdır?
Kiloyla alma kardeşim, taneyle al tavsiyesi itibar mıdır?
Et alamayan yurttaşa, “valla ben et almıyorum, bir koyun kestiriyorum” demek itibar mıdır?
Bunlar itibarımızın arttığının ölçüsü ise, el hak itibarımız mutlaka vardır(!)
Bir de şu, “olsa, dükkan senin kardeş” demeyi öğrenebilsek.
Bunu söyleyebilmek için ne yapılması gerekeni herkes biliyor da bir Ankara bilmiyor galiba.
Aslında Ankara da biliyor ancak çalıştıracak adam bulamayacağını düşünüyor olsa gerek.
Sanki bizi ayakta tutan sığınmacılarmış gibi.
Bu sığınmacılar gelmeden önce biz ne sıkıntılar çekmişiz(!) değil mi?
Allah’ım bize akıl ihsan eyle.
Amin…
|