Bugün size örnek alınması gereken bir masal anlatmaya çalışacağım.
İsteyen ders çıkarır, isteyen örnek alır, isteyen gülüp geçer.
Hadi masala gelelim:
Bir varmış, bir yokmuş, masal dinleyen çokmuş.
Deve tellal iken, pire hamal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken çok varsıl bir adam varmış.
Bu varsıl adamın bir de yaramaz mı yaramaz oğlu varmış.
Yaramaz oğul babaya çok çile çektirmiş.
Baba yaşlanmış, beklenen günün yakında olduğunu sezmiş ve oğluna vasiyetini anlatmaya başlamış; “Bak evladım, ben gidiciyim. Sana çok büyük bir servet bırakıyorum.
Yalnız vasiyetimdir, sana bıraktığım büyük servetten iki teneke altını, dünyanın en aptal adamına vereceksin” diye vasiyetini bildirmiş.
Baba birkaç gün sonra hakkın rahmetine kavuşmuş.
Defin ve taziye işleri bittikten sonra, oğlu düşünmüş taşınmış ve babasının vasiyetini yerine getirmeye karar vermiş.
İki teneke altını devesinin heybesine koyarak, kent kent, köy köy dolaşıp, dünyanın en aptal adamını aramaya başlamış.
Aylarca dolaştıktan sonra yolu bir köye düşmüş.
Köyde şenlik olduğunu varsayarak izlemeye başlamış.
Şenlik şöyleymiş; Adamın birini ata bindirmişler, çiçekler atıyorlar, alkışlıyorlar, yaşa varol diye haykırıyorlar ama alkışlanan bu adamın bindiği atın eyerine bağlanmış 50 metrelik bir ipin ucu ile de başka bir adamın ellerini bağlamışlar, ona da küfürler ediyorlar, taş atıyorlar, sopalarla vuruyorlar.
Yani her tülü hakaret var.
Adam merak etmiş, kalabalıktan birine sormuş; “bu nasıl şenliktir? Ne yapıyorsunuz?”
Köylü durumu anlatmış; “Muhtar seçimi yaptık, atın üstündeki yeni muhtarımız, terkisine bağlayıp sürüklediğimiz, taş attığımız, hakaretler ettiğimiz de eski muhtarımız.”
Varsıl babasını kaybeden genç adam, hiç tereddüt etmeden, yeni seçilen muhtarın bindiği atın önüne geçip, “arkadaş, bak sana iki teneke altın getirdim, güle güle harca” demiş.
Atın üstündeki yeni seçilen muhtar, “bu nereden icap etti” diye sorarak altınlara bakmaya başlarken, bizimki yanıtı yapıştırmış; “Babamın vasiyeti var, bana büyük bir servet bırakıp öldü. Yalnız, bu iki teneke altını, dünyanın en aptal adamına vereceksin diye de vasiyet etti. Al, ananın sütü gibi helal olsun bu altınlar sana” deyince, atın üstündeki kükremiş, “bana nasıl aptal dersin, alkışlayanları, çiçek atanları görmüyor musun?” diye kızgınlığını belli edince, genç adam yanıtı yapıştırmış; “Geçmişi unutup, geleceğini göremeyen herkes aptaldır” deyip, çekmiş gitmiş.
X
Seçim öncesi yaşadığımız şu sıcak günlerde, konunun mana ve ehemmiyetine binaen böyle bir masal paylaşmak geldi içimden.
Alınanlar ya da örnek alanlar olur mu bilemem.
Bugünlük de bu kadar…
|