Bir zamanlar bir bayan bakan, “bir seferden bir şey olmaz” gibi absürt bir açıklama yapmıştı.
Yine bir zamanlar bir bay bakan, ayni çirkin olay için, “ailenin ve çocuğun rızası vardır” demişti.
Yeni bir ahlaksızlık olayı patladı.
Aslında olay yeni değil, 20 yıl önce yaşanmış ancak olayın mağduru şikayetçi olunca, topluma yeni bir olaymış gibi yansıdı.
Yeni ortaya çıkan bu ahlak dışı olay için, bir bayan bakan, “insani bir durum, siyasetin konusu değil” diyor.
Ayni partinin gurup başkan vekili bayan ise, “araştırma komisyonu kuracağız” diyor.
Peki, olay nedir?
20 yıl önce, henüz 6 yaşındayken, mürşit(!) babası tarafından, 29 yaşında ki müridi ile 6 yaşındaki kızının imam nikahını bizzat kıyması ve bu çocuğun 20 yaşına geldikten sonra şikayetçi olması.
Mide bulandıran bir ahlaksızlık örneği.
Bu olayın ortaya çıkarılıp gündeme getirilmesi, bir gazetecilik başarısıdır.
Belli kafadaki bir kesimin bu gazeteciye saldırması bile, bu olayın bir gazetecilik başarısı olduğuna gölge düşüremez.
Ve olayın İslam ile ya da herhangi bir din ile ilgisi yoktur ama olayı yaratanlar din maskesi takmışlardır.
Konunun daha ilginç yanı, 6 yaşındayken nikahlanan ve her gün istismara uğradığını söyleyen mağdurun, 20 yıl sonra, yürekli bir biçimde çıkıp
babasından, göz yumduğu için annesinden ve 6 yaşındayken nikahlandığı kocasından şikayetçi olmasıdır.
Daha da ilginci bu davanın duruşmasını 2023 yılının mayıs ayına gün vermesidir.
Her şey ortadayken, böyle bir davanın duruşmasının 6 ay ileriye atılmasıdır.
Bu yazıyı yazarken benim midem bulanıyor.
O babanın, annenin, nikahlanan zibidininve o vakfın üyelerinin mideleri böyle bir ahlaksızlığı nasıl kaldırmış merak ediyorum doğrusu.
Sonra kaldırmıştır diyorum.
Çünkü onların, insan kılığındaki yaratıklar olduğunu düşünerek, zaten onlarda mide ve akıllarının, başka bir organlarında olduğunu da düşünüp, lanetliyorum.
Bu tür yaratıklar küçük cezalarla kurtulunca, caydırıcılık da ortadan kalkıyor.
Üstelik nasıl olsa az bir ceza ile kurtulurum anlayışının gelişmesini sağlıyor.
İşte ahlak erozyonunun geldiği nokta.
Hele sonradan sözlerinin çarpıtıldığını belirterek sözünü düzeltmeye kalkan bir bayan bakanın, “insani bir durum, siyasetin konusu değil” demesinin ne anlama geldiğini ve bir milletvekilinin “olay münferit” açıklamasını da varın siz düşünün…
|