Bu konudaki düşüncemi baştan söyleyeyim;
Siyasette şu anda rekabet yaşanmıyor.
Ne yaşanıyor?
Husumet yaşanıyor.
Hem de herkesin gözleri önünde.
Siyasette rekabet hep olmuştur.
Hatta ayni partinin çatısı altında siyaset yapanlar arasında bile rekabet vardır.
Hoş karşılanır ya da karşılanmaz.
Kırgınlıklar, dargınlıklar olabilir ya da olmaz.
Siyasette rekabet her dönemde her zaman olmuştur.
Ancak siyasette husumet, toplumu ayrıştırır, kutuplaştırır, böler, parçalar.
Günümüzde siyasette yaşanan, ne yazık ki rekabetten çok husumettir.
Bu husumeti nerelerde görüyoruz?
Yüce meclis dahil her alanda görüyoruz.
Politik dil, politik davranış bozulmuş, devlet adamı zarafetinin yerini hakaret, küfür ve hırs almıştır.
Ankara’nın bu tavrı tabi ki Anadolu’ya da yansıyor.
İnsanlar gerginleşiyor, huzursuzlanıyor, birbirine selam vermez duruma geliyor.
Bu durumun, Ankara’dan kötü örneklerin yansıması olarak görülmesi de olağandır.
Barışmayı beceremeyenler kavga etmemelidir.
Bunca husumetin, bunca kavganın sonunda barış rüzgarlarının esmesini beklemek de biraz safdillik olmaz mı?
Çünkü kavgayı beceremeyenler, barışı da beceremezler.
Çünkü kavgada çok ağır küfürler, çok ağır hakaret sözcükleri, barışın yolunu tıkar.
Siyasi husumetin sürdüğü bir iklimde, siyasi rekabet yara alır, rekabet olmaktan çıkar.
Hukukun, siyasetteki husumette araç olarak kullanılması yanlıştır.
Çünkü hukuk her dönemde herkes için gerekli ve vazgeçilmezdir.
Üzülerek belirtmeliyim ki günümüzde siyaset böyle bir hırsla yapılıyor.
Düzelir mi diye soracak olursanız, mutlaka düzelecektir ama biraz zaman alacaktır.
Benim yaşımda olanların da pek zamanı kalmamıştır ama dilerim düze çıktığımızı ve siyasetin husumet değil rekabet olduğu günleri görürüz.
|