Bir insanın, yaşadığı, nüfusu 2 milyonu çoktan aşmış bir kentte, trafikten korkması, trafiğe çıkamaması, normal midir yoksa acı bir durum mudur?
Bana sorarsanız normal değil, acı veren üzücü bir durum.
Bu arada aracımla trafiğe çıkmaktan ürperiyorum.
Ben, trafik ışığı yeşil yanarken, sağdan gelene de kırmızı yanarken, adam, el kol sallayarak ve suratı dört köşe, kırmızı ışıkta geçip gidiyor.
Güya her kavşakta mobese kameraları var.
Adam, trafik yoğunluğu olan Kalyon Kavşağında, Sağ şeritte kırmızı ışıkta dururken, sola dönüş sinyali veriyor.
Üstelik o yol 3 şeritli bir yol.
O, sağ şeritte durup, sinyal vererek sola dönerken hadi kaza olmasın.
Buyurun çıkın işin içinden.
Adam, trafiği yoğun olan bir caddede, hem de trafik ışıklarına yakın bir kavşakta, aracının dörtlü lambalarını yakıp gitmiş.
Yani dörtlü lambalarını yakıp aracını park etmek çözümmüş gibi.
Bu arada ben de trafikteyim.
İşin ilginç yanı, bir trafik aracı da kırmızı ışıkta duruyor, yeşilin yanmasını bekliyor.
O dörtlü ışığı yanan ve sürücüsü içinde olmayan aracı da görmemesi olası değil.
Adam dörtlüsünü yakmış ya!
Artık ona her şey serbest sanıyor.
Dörtlüyü yakar, aracından iner, sorumsuzca gider alışverişini yapar, aracı da orada trafiği tıkar.
Geldiğinde biri müdahale etse, “5 dakka beklesen ölür müsün? Aha geldik” diye postasını bile koyar.
Yayamızda da sürücümüzde de trafik kültürü eksik ama yayasıyla, sürücüsüyle kurallara uyanları da alkışlıyorum.
Biz böyle değildik.
Bu kadar saygısız ve kural tanımaz değildik.
Nasıl böyle olduk? Bilen var mı?
Baksanıza, koskoca bir sanayi kenti, sanayicilerin destek vermediğini söyleyen ve kendisinin de eli cebine gitmeyen ve yeniden seçilen bir Gaziantep FK başkanı.
İki şiş ciğer bir ekmek dürüm ve bir ayranın 55 liraya satıldığı bir gastronomi kenti.
Gerçekler hep acı verir.
Yanılıyorsam beni doğrulayın.
Ancak yerel yöneticilerimizden önce, yerleşik bir Suriyeli sığınmacı beni doğrulamaya kalkarsa, inanır mısınız hiç şaşırmam.
Allah yardımcımız olsun.
Sanırım o da bizim bu halimize acı bir tebessümle bakıyordur…
|