Bir özdeyiş vardır;
“Hafıza – i beşer nisyan ile maluldür” der.
Günümüz Türkçesi ile insan hafızasının unutmak diye bir engeli vardır.
Bakın, seçime giderken, 3 ay önce yaşanan yıkıcı depremi unuttuk.
Gabar’da petrol bulduk, depremde ölen binlerce insanı unuttuk.
Karadeniz’de doğalgaz bulduk, enkaz altında kalan canları unuttuk.
Yerli ve milli denilen bir otomobili kent kent gezdirmeye başladık, deprem sonrası barınma savaşı verenleri unuttuk.
Daha önceleri hep vaat edilip, şimdiye kadar yapılmayanları, temcit pilavı gibi yeniden gündeme getiren konuşmalar yaparken, deprem kıyametini, ölenleri, enkaz altında kalanları, isimsiz defnedilenleri, evsiz, işsiz kalanları unuttuk.
Varsa yoksa seçim dedik, birbirimize sataşmaya, ağza alınmayacak sözler söylemeye, 14 Mayıs seçimi için işgal demeye, darbe demeye başladık, deprem yıkımını külliyen unuttuk.
X
Özdeyiş ne diyordu?
“Hafıza – i beşer nisyan ile maluldür.”
Aslında bizim toplum zaten pek unutkan bir toplumdur.
Belki de unutturmak isteyen bir kesimin, toplumun unutkan olmasında büyük payı vardır.
Yoksa insan hemen her şeyi çabucak unutur mu?
Unutturmak isteyenler güçlü görünümündelerse, omurgasız, ilkesiz zayıf insan da unutuverir.
X
Neyse ki seçime 9 gün kaldı.
Bakalım bu 9 gün içinde, topluma unutturmak isteyenleri aniden anımsayarak, her şey yeniden aklımıza gelir mi?
Yoksa her şeyi unutmamız sürer mi?
Sonuç olarak, yazımızı başka bir özdeyişle bitirelim;
“Toplumlar, layık oldukları biçimde yönetilirler.”
Yani seçmen neyse seçilen odur.
Artık şu 14 Mayıs bitse diyeceğim ancak neyse ki bitmeye 9 gün kaldı.
Hadi bakalım, kolay gele…
|