Eğitim, bir toplumun vazgeçilmezlerinin en başında gelendir.
Eğitime önem vermeyen, eğitim politikası olmayan toplumlar, kendi tarihlerini bilmeden dünya tarihi yazmaya kalkarlar.
Ülkemiz eğitimindeki çarpıklık, inkar edilemez bir gerçektir.
Öğrenci, istediği okulda, istediği fakültede okuyamıyorsa, böyle bir olgu başlı başına çarpıklıktır.
Öğrencinin idealinde inşaat mühendisi olmak vardır ama sınavda aldığı puanla, nasibine veteriner hekimlik düşer.
Gider, kuzu kuzu veterinerlik fakültesinde okur
Üniversite aşamasına gelinceye kadar, ailesinin parasal durumu iyi ise özel dersler alır, dershanelere gider, amaç, istediği fakülteyi kazanmaktır ancak bir türlü amacına eremez.
xxx
Geçtiğimiz gün, Gaziantep Milletvekili Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, müstakbel eşini de alarak seçim bölgesine geldi.
Bakan Gaziantep’teyken, bakanlığa bağlı Vergi Dairesi Başkanlığı, Gaziantep’te faaliyet gösteren yaklaşık 50 dershaneye baskın düzenleyerek mali denetim yapmış.
Ekipler, dersliklere tek tek girerek öğrencileri saymışlar, ardından da öğrenci kayıtlarını incelemişler.
Kayıtlı öğrenci sayısı ile eğitim gören öğrenci sayısı arasında “tutarsızlıklar” tespit edilmiş.
Öte yandan dershanelerde çalışan öğretmenlerin bir bölümünün milli eğitime bağlı okullarda çalıştığı, bir bölümünün de sigortasız çalıştırıldığı belirlenmiş.
Haber, Telgraf Gazetesi’nin dünkü sayısında manşetten verilmişti.
Şimdi bu dershanelerde eğitim gören öğrenciler, böyle bir durumu öğrendikten sonra, eğitim aldıkları dershaneye, o dershanede eğitim veren öğretmenlerine, o dershanelerin yöneticilerine nasıl güvenecekler?
Bakın, eğitimdeki çarpıklık nerelerden başlıyor.
Önümüzdeki günlerde bu dershanelere çeşitli cezalar gelecekmiş.
Cezanın bir kısmı maddidir, karşılanır.
Ya işin güven yanı…
İşte o taraf belirsiz.
Genç beyinleri üniversiteye hazırlayan dershanelerde, sırf para kazanmak kaygısıyla durum böyle işliyorsa, toplumun neden bu kadar yozlaştığını sormaya gerek var mı?
Baksanıza, neredeyse tuz bile kokmuş…
|