İnternet çocuklarının, gençlerinin dünyadan haberleri yok.
Daha doğrusu internetle yaşlananlar, yaşamın gerçekleri ile yüzleştiklerinde nasıl afallayacaklar, nasıl bocalayacaklar, nasıl şaşıp kalacaklar merak ediyorum.
Bu konuyu bir de analar babalar merak etse diye düşünüyorum…
13 – 14 – 15 – 16 yaşlarında çocuklar, gençler, okuldan kaçıp internet kafelerde ya da kendi internetlerinde savaş oyunlarına kapılıp gidiyorlar.
Bu gidişle sokakların daha da karışması önlenemez gerçeklerden değil mi?
Politikada, medyada makul söylemler gözden kaçıyor veya kaçırılıyor.
Agresif, çarpıcı, aykırı söylem tartışmaları, manşetleri ve televizyonlarda ilk haberleri oluşturuyor.
Ve herkes de bunu tartışıyor.
Akılcı, ayağını yere sağlam basan makul söylemler, bu karmaşa içinde kayıp gidiyor.
Kozmik soruşturmayı “kozmotik” e dönüştüren bir devlet büyüğü, muhalefet liderinin “patates” polemiğine takılıyor ama kendisinin söylemi olan “kozmotik” benzetmesini unutmuş görünüyor.
Ülke Edirne’siyle, Mersin’iyle, Erzurum’uyla, Erzincan’ıyla, Manisa’sıyla bölge bölge, kent kent gerilirken, devlet adamı geçinenlerin basit polemiklerle oyalanmlarına, trene bakılır gibi bakılıyor.
“Van münit” diyen bir babayiğit çıkmıyor.
Alevi açılımı, Kürt açılımı, Roman açılımı derken tüm açılımlar, uzlaşma eksikliğinden veya beceriksizlikten yüzümüze gözümüze bulaştırılıyor.
Ankara’dan Ankara’ya zarf içinde mermi yollanıyor, gündem pat diye yine değişiyor, benim yaygın basınımın saygınları bu mermilere kilitleniyor.
Direnişteki tekel işçilerinden, yaptıkları oylamayla direnişe devam kararı çıkarken, birden bire ortalığa “vicdani retçiler” çıkıveriyor.
Ve bunun ardından da Savunma Sanayi toplantısından, İsrail’den alınmasında problemler yaşanan Heron alımı için pat diye onay çıkıveriyor.
“Çizgisi düzgün” politikacılar kozmotik, patates ve çikolata sözcüklerini, devlet adamına yaraşır bir biçimde ve hepimizin gözleri önünde tartışıyorlar.
***
Bizim hayatımız karikatür…
Hangi hayatımız?
Kaç hayatımız var ki?
1 – Politik hayatımız, 2 – Normal hayatımız…
Gerçekte normal hayatımız da pek kalmadı ya!
İkisi de gülmeceye yatkın bir biçimde sürüp gidiyor.
Ne de olsa Nasrettin Hoca, İncili Çavuş, Bekri Mustafa, Aziz Nesin, Muzaffer İzgü gibi gülmece ustalarımız var.
İyi ki de var olmuşlar.
Bu arada benim çocuklarım, benim gençlerim internette savaş oyunlarını sürdürüyorlar.
Biz buyuz işte…
|