Adından da anlaşılacağı gibi antepfıstığı, Gaziantep yöresinde yetişen, Gaziantep’e özgü ve değerini bulamadığını düşündüğüm bir ürün.
Başta Amerika olmak üzere çeşitli coğrafyalarda da yetişiyor ama bizim bölgede yetiştirilen antepfıstığının değişik bir tadı olduğunu, damak keyfi olan herkes bilir.
Antepfıstığı konusuna neden girdim?
Telgraf Gazetesi’nin dünkü sayısında manşete çekilmiş bir haber vardı;
“Baklavacıların Fıstık Feryadı…”
Neydi haberin özeti?
Anlatayım.
Özellikle baklavacıların kullandığı iç antepfıstığının kilosu 50 TL. ye çıkınca baklavacılar feryat etmeye, Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği de İran’dan antepfıstığı ithal etmek için girişim girişimlerde bulunmaya başlamışlar.
Gaziantep baklavası ve fıstığı ile anılan bir kent.
Gaziantep baklavası denince akan sular durur.
Antepfıstığı da baklavanın vazgeçilmez malzemelerinden biridir.
Eeee, n’olacak şimdi?
Gaziantep’li baklavacıların bir kısmı “12eylül öncesine döndük” derken bir kısmı 30 yıldır böyle bir şey görmediklerini söylüyor.
Bir kısmı da ramazan bayramından önceki fiyatları koruduklarını belirterek, baklavaya zam yapmadıklarını dile getiriyor.
Antepfıstığını, bazı uyanıkların stok ettiğini, fiyatlar yükseldikçe piyasaya süreceklerini iddia edenler de var.
Bunlar Gaziantep’in ünlü baklavacıları.
Bu ünlü baklavacılar, baklava fiyatlarını istedikleri biçimde belirlerler.
Kimse başka kentlerden baklava alma yoluna gitmez.
Bu kez bazı fıstıkçılar, (baklavacılara göre onlar fıstıkçı da değil, spekülatör) iç antepfıstığı fiyatını arttırınca, baklavacılar feryat etmeye başladılar.
Oysa onlar baklava fiyatlarına zam yaparken, baklava alıcılarını feryadını duymamışlardı.
Kabak çekirdeğinden daha ucuza satılan antepfıstığının baklavalık çeşidine yapılan zam dolayısıyla feryat etmeye hakları var mı?
Hele stokçulara ders vermek için, İran’dan antepfıstığı ithal etme girişimine ne demeli?
Gaziantep’e özgü olan antepfıstığı da baklavası da değerini bulmalı ve o değerden satılmalıdır.
50 TL. ye iç antepfıstığı olmaz.
Tıpkı 35 – 40 TL. ye baklava olamayacağı gibi…
|