Çocuğunuzun bir üniversiteye girebilmesi için, ona özel öğretmenler tutmuşsunuz, dershanelere göndermişsiniz, sonunda kıl payı da olsa sınavlarda başarı göstererek bir üniversiteye girmiş.
Ne kadar övünseniz azdır.
Artık evladı üniversite öğrencisi olan bir ana babasınız.
Mutlusunuz, sevinçlisiniz.
Günün birinde çocuğunuzun öğrenim gördüğü üniversitenin rektörlüğünden size bir mektup gelir.
Merakla alıp okursunuz;
“Huzur ve güvenli eğitimin sürekli kılınması için hoşgörülü ve anlayışlı yaklaşımımıza rağmen, üniversitemizin falan fakültesi, falan bölümü öğrencisi olan filanın, kampüs içinde yasa dışı bildiri dağıtma, yürüyüş, toplantı gibi eylemlere katıldığı tespit edilmiştir. Adı geçen öğrencinin olumsuz sonuçlarla karşılaşmaması bakımından üniversitemizce gereken tedbirler alınmış ise de bu konuda ailenizin de çocuğunuzla yasadışı eylemlere katılmaması bakımından görüşmesinin yararlı olduğu düşünülmektedir.
Rektörlüğümüz ile işbirliği içerisinde güvenli eğitime yapacağınız katkıdan dolayı teşekkür eder saygılar sunarım…”
Buyurun cenaze namazına.
Alır mı sizi bir kaygı?
Yazım kuralı tanımadan yazılıp gönderilen bu mektup, kafanızı karıştırmıştır.
“Acaba çocuğum yasa dışılığa bulaşacak ne yapmış?” araştırıp soruşturursunuz.
Üniversitede açılan Amerikan Bilgi Bürosunun açılışına gelen ABD Büyükelçiliği yetkilisini protesto eden öğrenciler arasında, çocuğunuzun da adının olduğunu öğrenirsiniz.
Yani bir Amerikalıyı protesto etmenin yasa dışılığını, suç olduğunu ve çocuğunuzun da bu suçu işlemiş olduğunu anlamış olursunuz.
Daha da ilginç açıklama rektör yardımcısından gelir; “birinci hedefimiz bu öğrencileri eğitime kazandırmak ve rehabilite etmek.
Emniyetle işbirliği içindeyiz, elimizde bazı ipuçları var. Her ay emniyetten terör uzmanlarıyla, sosyal dairelerden arkadaşlarla ortaklaşa toplantı yapıp karar veriyoruz…”
Buyurun size bilim yuvası olması gereken bir üniversite.
Buyurun size, bu bilim yuvasının yöneticilerinin öğrencilere bakışı.
Buyurun size, bir üniversite yöneticilerinin, okullarında okuyan öğrencilerin ana babalarına yolladıkları mektuplardan dolayı ortaya çıkan kafa karışıklığı.
Biz, koca koca profesörlerden daha iyi düşünemeyiz de böyle bir yaklaşımda bir yanlışlık olduğunu, haddimiz olmasa da düşünebiliriz hamdolsun.
Çünkü; böyle bir yaklaşım, kendi içinde zaten “yanlışlık vaaaar” diye bas bas bağırıyor.
Allah, öğrenci ailelerinin akıllarına mukayyet olsun, onlara sabır ve metanet, üniversite yöneticilerine de iz’an ve idrak nasip eylesin.
|