1950 li 60 lı yıllarda en büyük tehlike komünizm idi.
Komünizm çok çok büyük bir tehlike olduğu için, her ilde, her ilçede komünizmle mücadele dernekleri vardı.
Bu derneğin üyeleri, komünizmin ne demek olduğunu bilmedikleri için de kimlerle mücadele edileceğini anlamazlardı ancak hoşlanmadıkları birileri için hemencecik komünist damgasını vurmaktan çekinmezlerdi.
Bu damgayı yiyen de pek iflah olmazdı.
Kendilerini birer kahraman gibi gören bu dernek üyeleri kitap bile okumazlardı.
Aradan yıllar geçti, komünist partisi resmen kuruldu.
Hatta seçimlere bile girdi.
Girdiği her seçimde aldığı oy oranı yüzde sıfır nokta bilmem kaçın üstüne çıkamadı.
Büyük tehlike sayılan komünizm safsatası boş çıkmıştı.
Komünizmle mücadele derneklerini kurduranların, derneğe para akıtanların hangi egemen dış güçler olduğu sonradan ortaya çıktı.
Günümüzde komünizmle mücadele derneği diye bir dernek yok.
Şimdilerde tehlikenin adı değişti.
En büyük tehlike darbe ve suikast senaryoları adıyla yoğunlaştı ve karşımıza bu adlarla çıktı.
Yakında darbe ile mücadele dernekleri, suikast ile mücadele dernekleri kurulursa şaşmamak gerek.
Şimdi bir de şeriatın gelmesinden korkanlar var.
Boşuna korkuyorlar.
AKP iktidarda kaldığı sürece, şeriat meriat gelmez…
Neden mi?
Anlatayım;
Şeriat ne demek?
İslam hukukunun uygulandığı sistem demek.
Şeriat gelir de İslam hukukunu uygulamaya başlarsa, bu işten en çok zarar görecek olan iktidar partisi olur.
AKP’liler de İslam hukukuna göre yargılanmak istemezler.
Müslümanlık, günde 5 vakit namaz kılmak, ramazan ayında oruç tutmak, 8 – 10 kere hac’a gitmekle yetinmeyip, her yıl da umreye gitmek değildir.
Müslümanlığın sosyal ve insani birçok kuralları vardır.
Bu kurallara uymadan namaz kılmanın, oruç tutmanın, hac’a gitmenin yettiğini sananlar, büyük yanılgı içindedirler.
Bu nedenledir ki AKP de şeriatın gelmesini istemez.
Yine bu nedenledir ki AKP iktidarda kaldığı sürece, şeriatın gelmesine izin vermez.
Onun için şeriatın gelmesinden korkmak boşunadır.
Son olarak, biz darbe senaryolarıyla, suikast senaryolarıyla oyalanıp, “vay be, neler oluyormuş da haberimiz yokmuş” gibi aptalca söylemlerle birbirimizin kafasını karıştırmayı sürdürelim.
Çünkü bu yapıda bir toplum isteniyor.
|