Tekel işçileri yaklaşık 2 aydan bu yana direnişte.
Dikkate alınmadıklarını anlayınca, direniş sürerken 200 kişi de 7 günden bu yana açlık grevine başladı.
Amaç; sorunlarına devletin dikkatini çekmek.
Aralarında Adıyaman’lısı var, Bursa’lısı var, İzmir’lisi var, yurdun hemen hemen her yöresinden tekel işçileri var.
Şeytan da nereden çıktı demeyin.
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, “bu işe şeytan ve PKK karıştı” diye pek de sakin olmayan bir konuşma yaptı.
Peki, şeytan bunun neresinde?
PKK bunun neresinde?
Eylemdeki Tekel işçileri, Habur Sınır Kapısı’ndan törenlerle karşılanan teröristlerden daha mı terörist?
Tekel işçilerine destek vermek için bir günlük iş bırakma eylemi yapan kamu ve özel sektör çalışanlarını da şeytan mı kışkırttı?
Şeytan da mı ideolojik davranıyor?
Şeytan elini cennet ülkemden bir türlü çekmiyor demek ki…
Allah’ın isyankar meleği olan şeytanın işi gücü yok, Tekel işçilerine “haydi greve gidin” dedi.
Allah’ın şu işine bakın.
Siz, “bu işe şeytan karıştı” diyenlere bakmayın.
Şeytanın, Tekel işçilerinin direnişiyle hiçbir ilgisi yok.
Bu direnişte, ekmeği bölünerek elinden alınmak istenenlerin, yerden göğe kadar haklı istekleri var.
Tekel işçilerinin bu direnişleri, “saraya karşı bir yeniçeri ayaklanması” da değil.
Çünkü günümüzde yeniçeri de yok, saray da yok…
Biber gazı yetmedi.
Basınçlı su yetmedi.
Neden?
Bu direnişte omurgalı bir duruş, onurlu bir tavır var da ondan.
Bu direnişte, plansız kurum kapatmaya, kapatılan bu kurumlarda çalışanlara uygulanan haksızlığa karşı başkaldırı var da ondan.
Tekel işçilerine her partiden, her kesimden yardım ve destek geldi.
Mecliste en çok milletvekiline sahip olan iktidar partisinden, Allah’ın bir kulu, bu direnişçilerin semtine uğramadı.
Uğramaya kalksa, her şeyi göze alması gerekir.
Her şeyi göze alır da uğrarsa ne olur?
Ya partisinden istifaya zorlanır ya da ihraç edilir.
Çünkü demokrasi aşığı(!) geçinen tek seçici, tek belirleyici, tek karar verici, tek adam, tek lider, “söyleyin ya istifa etsin ya da ihraç edin” komutu verir.
Hani demokrat ya!...
Bu grev, boykot, iş bırakma eylemlerine “şeytan işi” diye bakanlar, komplo teorilerine, suikast senaryolarına, darbe dalgalarına “şeytan işi” olarak baksalar diye düşünüyorum ama böyle bir şeyin olamayacağını da adım gibi biliyorum.
Muhterem Cumhurbaşkanı’na gelince; o da Hindistan’da, Ganj Nehri’nin kenarında oturmuş, elinde bir iğne, iğnenin deliğinden Türkiye’yi seyrediyor.
Hani iğnenin deliğinden hep Hindistan seyredilecek değil ya.
Benimki de canım iş olsun işte…
|