Dünya küçük…
Böylesine küçük bir dünyada hesap yapmak da kolay olmalı ama olmuyor…
Küçük dünyada, petrol ürünlerinin en pahalı satıldığı ülke hangisi diye sorsam, tabi ki hemen Türkiye diyeceksiniz.
Çünkü küçücük dünyada bunu bilmeyen kalmadı.
Ankara da biliyor ama bilmezden geliyor.
Yalnız petrol ürünleri mi?
Semt pazarlarına gidenler çok iyi bilirler.
Kuru soğanın fiyatını görünce şaşıp kalıyorlar.
Cennet ülkemde hayvancılık politikası olmadığından dolayı, et fiyatları da yükselişe geçti.
Tarım politikamız olmadığından ötürü bir marul iki liraya, taze sarımsak iki buçuk liraya, sivri biber üç liraya satılır oldu.
Alan yok mu?
Tabi ki var.
Var olmasına var da pazar sonrası dökülenleri, atılanları toplayanlar da var.
Böyle pazaryeri döküntülerini toplayanlar içinde, devletten emekli aylığı alanlar da var.
Yalnız döküntüleri toplayanlar değil, pazarda pazarcılık yapan emekliler de var.
Çünkü kendisine reva görülen emekli aylığıyla “maişet motoru” nu çalıştıramıyor.
Çünkü “yıkılası hanede evla – dü ayal” var…
Maaşına yapılan güdük zam, temel gıda maddelerine yapılan zammı karşılamaya yetmiyor.
Yetmeyince de evdeki hesap çarşıya uymuyor.
Meyveyi unutmuş.
Ete gücü yetmiyor.
Garibim ekmek ile avunuyor.
Ekmek üretenler de zam üstüne zam istiyor.
Akşam haberlerini dinlerken de devlet büyüklerinin, ülkeyi güllük – gülistanlık, bal – börek içinde göstermelerine şaşıp şaşıp kalıyor.
***
Bizim yöremizde bir alışkanlık vardır.
“Zahire” alışkanlığı…
(O alışkanlık da pek kalmadı ya!)
Nedir zahire alışkanlığı?
Bulgurunu, pirincini, nohudunu, mercimeğini, peynirini zamanında alır, domates salçasını, biber salçasını zamanında yapar, torbalara, kavanozlara doldurup kilerinin bir tarafına koyar.
Kış hazırlığı tamamlanmıştır.
Kıtlık olsa en az altı ay yaşar.
Artık bu “zahire” alışkanlığı da yavaş yavaş terk ediliyor…
Çünkü toptan alındığında, ödenecek para göze alınamıyor.
Sözün özü;
Devlet büyüklerimiz ülkeyi bolluk – bereket içinde gösterseler de herkesin gücü gıdım gıdım günlük alışverişlere yetiyor.
Yani başta para olmak üzere hiçbir şeyde bet – bereket kalmadı.
Bilmem siz ne düşünüyorsunuz?..
|