Hukukun egemen olduğu bir ülkede, daha doğrusu bir hukuk devletinde hukukla kavga edilmez.
Hukukla kavganın sonucunda, kaybeden, kavgayı çıkaran olur.
Yani hukuk her dönemde, her iklimde, her koşulda olursa olsun, bir gün kavgayı çıkaranın da hukuk şemsiyesine gereksinimi olacaktır.
Halk, bir söylemle bu tür kavgalara bir ad koymuştur;
“Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner…”
Her iktidar, kendi meşrebine göre, kendi anlayışına göre hukuk isteyemez.
Böyle kaba bir özgürlük yoktur.
Bu konuda özgürlüğü olduğunu düşünen iktidarlarınsa demokrasiden haberleri yoktur.
Demokrasini tanımı, dünyanın neresine giderseniz gidin aynıdır.
İktidara göre, anlayışa göre, meşrebe göre demokrasi de olmaz.
Demokrasi bir kurallar silsilesidir.
Hukuk, demokrasinin öğelerinden biridir ve en önemli olandır.
Hukuk yoksa demokrasi de yoktur…
Hukuk ötelenerek görmezden geliniyorsa, yerini haksızlıklar alır.
Aklı başında insanların yaşadığı bir ülkede, hukukla kavga varsa, kavgayı çıkaranın kaybetmesi gerekir.
Hele hele bir ülkenin yöneticileri, “hukuk elimizi kolumuzu bağlıyor” diye çığlık atıyorlarsa, o ülkenin yönetiminde bir terslik, bir başkalık, bir hinoğluhinlik vardır.
Bugün bu konuya neden girdik?
Hukuk ayaklar altına alınmak isteniyor da onun için girdik.
Hukuku savunma konumunda olan birçoklarının sessiz kaldıklarını gördük de girdik.
Yüksek bildiğimiz mahkemelerin verdikleri kararların hiçe sayılmak istendiğini gördük de girdik.
Ve tarih babanın bunları bir yerlere not ettiği unutulduğu için girdik.
Ne demiş şair?
“Hafıza – ı beşer, nisyan ile maluldür.”
Kısaca Türkçesi; insan belleğinin unutma hastalığı vardır…
İşine gelmediğinden hukuku yok saymak, unutma hastalığının ötesinde bir anlayışın mantıksızlığıdır.
Bunun adına aymazlık da denir.
Bugün bu konuyu işlememizden asıl amaç; bir cennet ülkede hukukun sağlığı bozulmak üzere olduğunu görmemizdendir.
Başlıkta “haddimiz olmayarak” dedik ancak haddi olanların sus pus olduğunu görmekten doğan bir rahatsızlık duyduğumuzdan, haddi olmayanların da konuyu düşünmesini sağlamak istememizdendir…
|