Başsavcı.
Savcı.
Suç duyurusu.
Yetki karmaşası.
Yetki kaldırılması.
Yargıtay.
HSYK.
YARSAV.
Adalet Bakanlığı…
Bu arada verilen karşılıklı demeçler, düzenlenen basın toplantıları ile herkes birbirini suçlama telaşına giriyor.
İktidar, yargıya olan güveni sarsmak için elinden geleni yapıyor ama kimseyi de pek inandıramıyor.
Buna karşılık herkesin kafasını karıştırıyor.
Halk ayrıntıyla ilgilenmez.
Gördükleriyle, duyduklarıyla halkın kafasa karışmış durumda.
Bir başsavcı ne yapmış?
Bir cemaat üyelerini gözaltına almış ve haklarında soruşturma başlatmış.
Yani haddini bilmemiş(!)
Yani rüzgara karşı çişini yapmış…
Başbakan Yardımcısı, Ceza İşleri Genel Müdürü başsavcıyı ayrı ayrı arayarak, “bu işlere karışma, başın ağrır” diyorlar.
Başsavcı karışıyor, başı da ağrıyor.
Şu anda tutuklu.
Makamında ve konutunda arama yapmışlar, ne buldularsa götürmüşler.
Üstelik birinci sınıf savcıları, yargıçları, Yargıtay’ın ilgili dairesi yargılayabilirmiş.
Ne gam?
Bir savcı çıkıyor, başsavcıyı tutukluyor…
Hukuk desek değil.
Guguk desek, eh benziyor.
xxx
Görevdeki koramiral, tuğamiral ifade vermeye çağrılıyor, 7.5 saat ifade alınıyor, sonuç; haydi bakalım güle güle…
Ne zamana kadar?
Cenab – ı Allah bilir.
xxx
Başbakan muhalefet liderleri için açık açık “yalan söylüyorlar yalan” diye bas bas bağırıyor.
Muhalefet “gensoru vereceğiz” diyor, başbakan “gensoru yalama oldu” diyor.
Yarın kendisinin gensoru vermek durumunda kalacağını aklından bile geçirmiyor.
Bir şey daha söylüyor Başbaka; “artık muhalefet liderlerinin adlarını ağzıma almayacağım…”
Nerede kaldı uzlaşma arayışları?
xxx
Yargıda deprem yaşanıyor.
Asker huzursuz.
Eğitim sistemi karman çorman.
Üniversiteler suskun.
Bırakın kurumlararası çatışmayı, aynı kurumlar kendi aralarında birbiriyle çatıştırılıyor.
Bunların tümü, bir anayasa değişikliği yaparak yargı sistemini ameliyat masasına yatırmak ve kendine göre bir yargı sistemi oluşturmak…
Peh peh peh…
Cennet ülkem çalkalanıyor, herkesin kafası karıştırılıyor.
Bu kafa karışıklığı da birilerinin işine geliyor.
|