Elazığ depreminde ölenlerin sayısı 51 idi, depremden 3 gün sonra 41e düşüverdi.
Ölüp gömülenlerin mezarını saymak ve ölü sayısını öyle açıklamak varken, bu yola başvurulmadı.
İlkin Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, olay yerinden açıklamasını yaptı; “Maalesef 57 kişi ölmüştür…”
Arkasından, olay yerindeki Sağlık Bakanı açıklama yaptı; “depremde 51 kişi kaybettik…”
Başbakan da bunlara dayanarak depremde ölenlerin sayısının 51 olduğunu açıkladı kamuoyuna.
Depremin yaşandığı köylerden bir depremzede de tv. ekranlarından ölü sayısının 43 olduğunu söyledi.
Biz tabi ki devlet büyüklerinin açıklamalarını dikkate aldık.
51 ölü…
Depremden 3 gün geçmişti ki ortalık yeni bir haberle çalkalandı; “depremde ölenlerin sayısı 51 değil 41 dir…”
Kaymakamın bu sayısını Elazığ valisi de doğruladı.
Şimdilerde kesin sayının açıklanması merakla bekleniyor.
Hesaba bakın.
Ölenlerin mezarını saymak kimsenin aklına gelmiyor.
Ölü sayısının 51 den 41 e düşmesini de kırk dereden su getirerek kanıtlamaya çalışıyorlar.
Deprem uzmanları, televizyonlara çıkıp “yerel yöneticileri uyarmıştık” açıklaması yapıyorlar. Elazığ Valisi “bu konuda hiçbir uyarı almadık” diyor.
Buna göre ya deprem uzmanları yalan söylüyor ya da vali.
1999 yılında yaşanan 17 ağustos depreminden sonra, hayatımıza giren deprem vergisi nerelere harcandı diye merak edenler var.
Sormakta hakları yok değil hani. Çünkü “özel iletişim vergisi” olarak bize yansıyan deprem vergisinin, o zaman bir yıl için alınacağını söylemişlerdi.
1999 – 2010 nereden nereye?
Vergi hala uygulamada.
Bu verginin nerelere harcandığını soranlar haksız mı?
xxx
Türkiye’nin IMF’den borç alma dönemi bitti.
IMF zaten ekonomik zorda olan ülkelere, güya kurtarma karamboluyla borç vererek, onları daha da zora sokuyordu.
Bizim ekonomimiz ayakları üzerinde durmayı öğrendi demek ki.
Hamdolsun biz artık ekonomik sıkıntı çekmiyoruz(!)
Yani bundan böyle kendi sakalımızın berberi olacağız.
xxx
Artık yeni bir ödülümüz daha var; Başbakanımız, Suudi Arabistan’da “gecenin damadı” ödülü aldı.
Bu ödüle Arap dünyasının Nobel’i de deniliyormuş.
Hayırlı, uğurlu, kademli olsun.
xxx
Şimdi de gelelim Gaziantep trafik akışına;
Kent içi ana yollarında geçerli olan hız sınırlaması yeniden düzenleniyormuş.
UKOME böyle bir karar alma aşamasındaymış.
60 km. lik hız sınırlamasına biraz esnek bakılarak daha yukarıya çekilecekmiş.
Neden?
Dolmuşçular mı, özel halk otobüsçüleri mi, yoksa öğrenci servisleri mi memnun değil bu 60 km. sınırlamasından?
UKOME rakamı düzlesin, hız sınırını 100 km. ye çıkarsın olsun bitsin.
Ölen ölür, kalan sağlar nasıl olsa bizimdir…
|