Partiler, her partiden milletvekilleri, her partiden belediye başkanları, her partinin il ve ilçe başkanları, sanki birbirlerinin açığını arıyorlar.
Belgeler topluyorlar.
Bırakın belge toplamayı, ele geçirdikleri ve belge dediklerinin doğru mu yanlış mı olduğunu anlamadan basın kuruluşlarının kapısına dayanıyorlar.
“Falan milletvekili hakkında elimde belge var.”
“Filan bakan hakkında elimde belge var.”
“Falanca partinin genel başkanı ile ilgili belgelerim var.”
“Filanca partinin il başkanı hakkında elimde belge var.”
“Falan partinin belediye başkanı ile ilgili belgelerim var.”
Bu konuyu falan, filan, falanca, filanca partinin sıradan üyesine kadar indirgeyebilirsiniz.
Herkesin elinde belgeler var…
Herkes, (söylendiği gibi yazıyorum) Şarlok Holmes’lik oynuyor.
Ülke yönetimine gelince; bu kadar belge arasında ülke yönetimi ile ilgilenen politikacıya pek rastlayamıyoruz.
Ülke yönetimi ilkin Allah’a sonra da belgelere emanet…
Oysa biz seçmenler, sandık başına gidip, birilerince seçilmiş olanlara oyumuzu verirken, politikanın her kademesinde görev yapacakları yani ilçe yöneticilerinden il yöneticilerine, ilçe belediye başkanlarından anakent belediye başkanlarına, buradan da milletvekillerine kadar, bizi daha iyi yönetsinler diye düşünüyorduk.
Oyları dürümleyip iş başına geldikten sonra, seçmen unutuldu.
“Seçmen kim?” “Seçmenin kilosu ne ki?” “seçmen dediğin, bir iki erzak paketi, biraz paracık, biraz da kömür görünce kul köle olan değil mi?” anlayışı egemen olmaya başladı.
Bu arada politikacı, seçmene böyle bakarken birbirine düştü.
Herkes birbiri hakkında belge arşivi yapmaya başladı.
Yani her seçilen, diğer her seçilen hakkında belge toplama yarışına girdi.
Belgeler havada uçuşurken de seçmenin ağzı bir karış açık kaldı…
xxx
Günümüzde seçilenler belge savaşı verirken, benim yaygın ve saygın medyam, ortaya atılan her belgemsiye balıklama dalıyor.
Seçerek iş başına getirdiklerine hayret, dikkat ve pişmanlıkla bakan seçmene gelince;
Her şey gözler önünde gelişirken, benim aziz seçmenim de bu gelişmelere trene bakar gibi bakıyor.
Üniversite mezunlarının boşta gezmesi, geneldeki işsizlik, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi basit(!) konuları tartışan hak getire…
Varsa yoksa belge ve belgeler savaşı.
Şimdi, “benim de elimde belgeler var” desem, ama demiyorum.
Bu kadarcıkla yetiniyorum…
|