Okyanus ötesinin 2010 yılı 1 Mayıs’ını karıştırmaya gücü yetmedi.
İşçiden korkan politikacıların da…
Hiç kimsenin güvende olmadığı cennet ülkede, 2010 1 Mayıs’ı coşku içinde kutlandı.
Demek ki korkacak, korkulacak bir şey yokmuş.
Peki, şimdiye dek kutlanmaya çalışılan 1 Mayıs’ların üzerinde neden korku bulutları uçuşturuldu?
Neden?
Örgütlü olmaktan, birlik ve beraberlik içinde olmaktan korkan ve mahkemenin kadıya mülk olmadığını, olmayacağını bilmeyen, hep iktidarda kalacaklarını sanan sığ düşünceli, ihtiraslı politikacılar yüzünden…
İnsanlar Taksim’e inerek 1 Mayıs’ı kavgasız, sorunsuz biçimde kutladılar.
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın, 1 Mayıs kutlamalarından bir gün önce söyledikleri çok anlamlıydı.
Ne demişti Çapkın?
“Polis de emekçidir, güvenlik emekçisi. 1 Mayıs’ı tüm emekçiler hep birlikte kutlayacağız…”
Mesleğine hakim, bilinçli bir polis müdürü olan Hüseyin Çapkın’ın bu söylemi, polise de verdiği bir mesajdı sanki.
Çapsız birkaç kişinin karıştığı bireysel küçük bir iki olayın dışında 1 Mayıs coşku içinde kutlandı.
Yalnız İstanbul’un Taksim’inde değil, yurdun her alanında yaşandı bu coşku.
Şimdiye dek 1 Mayıs’ları yasaklayan anlayış, böylelikle sınıfta kalmış oldu.
Bırakın kutlamaları, sokağa çıkma yasağı konulan 1 Mayıs’lardan, coşkuyla kutlanan 1 Mayıs’lara gelmek pek de kolay olmadı.
2010 yılının 1 Mayıs’ı bir direnişin, bir sabrın, bir karşı çıkmanın, bir coşku yoğunluğunun 1Mayıs’ıydı.
Ve 2010 1 Mayıs’ı, anlamayanlara şunu da öğretmiş oldu;
Demek ki insanların üstüne uzun namlulu silahlarla kurşunlar sıkmadan, insanları panzerlerin altında ezmeden, insanları coplamadan, insanların yüzüne çeşitli gazlar sıkmadan kardeşlik ve coşku içinde de kutlanabiliyormuş.
2010 yılının 1 Mayıs’ında örgütlü emekçiler bu gerçeği bağırdılar 1 Mayıs’lardan korkanların suratına…
xxx
Bizim çocukluğumuzda “abra kadabra” cılar vardı.
Sihirbazlık, hokkabazlık, madrabazlık yaparak göz boyarlardı.
Günümüzde bu abra kadabracılar çoğaldı.
2010 1 Mayıs’ının güven, huzur ve coşku içinde kutlanmasına en çok üzülenler, bana göre bu abra kadabracılar olmuştur.
Dünyanın bilgi çağında yol aldığı bir zamanda hala abra kadabracıların olması ne acı değil mi?
|