Hani görünen köy kılavuz istemez denir ya, bizimkisi de aynen öyle, neredeyse PKK terörüyle birlikte yasamaya başladığımız 1990’lı yılların basından beri her nisan ayı geldiğinde, kış uykusundan uyanan terör örgütü faaliyetlerine baslar.
Köy baskınları ve karakol basmalar birbirini izler.
Bu yıl nisan ayında da aynen böyle oldu.Samsun’da Ahmet Türk’e atılan yumrukla başlayan olayların sonucunda bu güne kadar neredeyse yirmiye yakın şehit verdik.
Ama anlaşılan bu olaylar uzun bir süre daha artmaya devam edecektir.
Çünkü,
Birilerinin bu olayların çok artmasına ihtiyaçları bulunmaktadır.
Artacaktır ki Türk milletinin arasına istenildiği kadar düşmanlık tohumları atılabilsin.
Sahi…
O kadar şehit verilmesine rağmen, iktidarda bulunanlardan bu olayların sonucunda lafta bile olsa, eskiden olduğu gibi…
“Hesap soracağız!”
“Kanları yerde kalmayacak!” türünden herhangi bir açıklama ya da söz duydunuz mu?
Bırakın hesap sormayı, ya kınama veya bir üzüntü ifade eden söz…
Ama herkes sunu duydu
“Bu tür olaylar açılımı engellemeyecektir."
Peki, açılım ne?
Açılım: ülkemizin ABD ve AB istekleri ya da senaryoları doğrultusunda etnik ve dinsel kimliklere ayrışması projesidir.
İşte bizim başbakanımız da eş başkanı olduğu bu projenin adı da Büyük Orta Doğu Projesidir.
Bu projeye göre bölgede bulunan ve tamamı neredeyse Müslüman olan 22 ülkenin sınırlarının değiştirilmesi planlanmaktadır.
Hal böyle olunca ve bu ülkelerin sınırları kendiliğinden değişmeyeceğine göre Irak ve Yugoslavya örneğinde olduğu gibi etnik parçalanmanın oluşması gerekmektedir.
Ülkede yasayan etnik kimlikler birbirlerine öyle şeyler yapmalılardır ki, düşman olsunlar ve bir süre sonra bir arada yasama olanağı bulamasınlar.
İşte yaklaşık 3 yıla yakındır uygulanmak istenilen senaryo budur.
Daha bu günden…
Mecliste temsil edilen bir partinin yerel yönetimi elde etiği bölgelerde, ısrarla Kürdistan tanımı kullanılmıyor mu?
Hatta bırakın tanımı bu belediyelerin toplantılarında alenen Türkiye’yi işgalci gören pankartlar bile asılmıyor mu?
İşte tüm bu yapılanlar ısrarla görmezden gelinmektedir.
Bu senaryoyu uygulamaya koyanlar baktılar ki Türk milleti hala bütünlük içinde düşmanlık yok…
Bu kez olayları doğu ve güneydoğu dışına taşırmaya başladılar.
İstemektedirler ki bir süre sonra bu olaylara tepki duyan insanların sayısı artsın.
Hele hükümetçe de gerekli önlemler alınmayacağı için iyice büyüsün.
İnsanların tepkileri de sokağa taşmaya da baslasın ki
Sokak çatışmaları baslasın
Kardeş kardeşi vursun.
Sonra da bir arada yasama olanağı kalınmayan bu ülkeye müdahale edilerek bölünsün sınırları yeniden çizilsin.
İşte basından beri uygulanmak istenilen tüm senaryo bunun için…
Hani Bu bizde olmaz türünden laflarla oyalananlar varsa lütfen biraz etraflarına baksınlar.
İşte Yugoslavya…
İşte Irak…
Ne dersiniz yetmez mi?
|