Terör, karakol baskınları, ölümler, işsizlik esnafın çilesi, yatırımcının sıkıntısı vak’a - i adiyeden sayılırken, her gün, her saat yeni yeni gündemlerle kafalar karıştırılıyor.
Bu kez de gündeme mal varlığı açıklama tartışmaları giriverdi.
Birdenbire herkes birbirinin mal varlığını merak eder oldu.
Biri çıkıyor, “başbakan mal varlığını açıklasın” diyor.
Başbakana yakın olanlardan biri de çıkıp “ana muhalefet partisi lideri mal varlığını açıklamalıdır” diyor.
Göze göz,
Dişe diş,
Kısasa kısas…
Evet, yalnız liderler değil, herkes ama herkes mal varlığını açıklamalıdır.
10 yıl önce kimin neleri varmış, bugün neleri var?...
Aziz millet bunu bilmelidir.
Gerçi her şey herkesin gözleri önünde gelişiyor ama bir de somut olarak mal varlıkları belgelenmeli, kaynağı bu aziz millet tarafından öğrenilmelidir.
Böyle bir açıklama şeffaflıktır, demokratlıktır, açık yürekliliktir, sorumluluktur, dillerden düşürülmeyen milli iradeye saygıdır.
Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, milletvekilleri, müsteşarlar, genel müdürler, belediye başkanları, ülkeyi yönettiğine inanan herkes, salt yasal süresi içinde değil, sık sık, kendilerine ve birinci derecede yakınlarına ait mal varlıklarını açıklamalıdırlar.
Kamuoyu, bal tutanın parmağını yalayıp yalamadığını bilmelidir.
Öyle çıkıp, “tencere dibin kara” , “seninki benden kara” gibi cıvık politikalarla, suret – i haktan görünme çabaları ile bir yere varılamayacağı anlaşılmalıdır.
Dürüstçe, yiğitçe, devlet adamına yaraşır bir biçimde, hiçbir şaibeye meydan vermeden böyle davranılmalıdır ki halk yöneticilerini yakından tanısın, güveneceği, güvenemeyeceği politikacıları bilsin.
Bir eli yağda bir eli baldaymış gibi gösterilmeye çalışılan benim güzel halkım, “halimize şükredelim, yöneticilerimizin de bir eli yağda bir eli balda değilmiş” diye kendini teselli edebilsin…
Ne yazık ki böyle olmuyor.
İsteyen istediği gibi şaibeler yaratabiliyor, istediğine çamur atabiliyor.
Bana sorarsanız bu gibi haller, devlet adamlığı değil, cıvık politikacılıktır.
Devlet adamı, şaibe altında kalmaz.
Devlet adamı, dün söylediğini bugün unutmaz.
Devlet adamı, ülkenin ve ülkede yaşayan yurttaşların çıkarını her şeyin önünde tutar.
Devlet adamı yalan söylemez, çamur atmaz.
Devlet adamı, içte ve dışta omurgalıdır, dik durur.
Devlet adamı sert değil sevecendir, bağışlayıcıdır ama suçlunun da cezasız kalmasını içine sindiremez.
Ve devlet adamı, Anayasa değişikliği sırasında mecliste yaşananları, birbirlerine söylenen sözleri, çıkarı doğrultusunda da olsa hoş karşılamaz.
Devlet adamı, “mal varlığını açıkla” söyleminden rahatsız olur…
|