Hani bir zamanlar diğer dünya ülkeleriyle beraber bizim televizyonlarımızda da bir program yayınlanıyordu. Adı “Biri bizi gözetliyor” olan bu programda...
Kadın, erkek bir grup insan belirli bir süre için bir evin içine konuluyor ve 24 saat yayın yapan kameralarla evin içinde ne olduğu o programı izleyen izleyicilere aktarılıyordu.
Programı izleyen hemen herkes, o evde yasayanların ne yaptığını, yemeği nasıl yediğini…
Aralarındaki ilişkiyi
Hatta…
Kavgalarını bile canlı olarak izleme sansına sahip oluyordu.
Bu eve konuk olmak isteyenler çeşitli yarışmalarla seçiliyor…
Zaman zaman da bazı ünlüler programı renklendirmek üzere o eve misafir olarak katılıyorlardı.
Tabi bu program uzun bir süre ülkemizde yayınlandı ama sonrasında çeşitli sorunlar çıkınca yayından kaldırıldı.
Ama…
O zaman için bilinen bir şey vardı ki…
Biz toplum olarak o programı çok sevmiştik
O kadar ki, birçok evde bu program cümbür cemaat izleniyor hatta o hafta evden kimin atılacağına kadar taraf bile tutuluyordu.
Program yayından kaldırıldı ama BBG deyimi özellikle her tarafın rahat kameralarla görüldüğü ortamları anlatmada sıklıkla kullanılır oldu.
Bundan yaklaşık 3 yıl kadar önce bir Genelkurmay Başkanımız da yapılan bir sınır ötesi operasyonla ilgili olarak “Unutmasın ki artık bizim için PKK’nın oradaki kampları ve hareketleri BBG evi gibidir. Yeter ki gidip vurabilme imkânı sağlansın. Oraları artık elimizin, avucumuzun içi gibi biliyoruz.” Demedi mi?
Tabi sonuçta…
Yani operasyonun sonucunda, oraların belki birileri için BBG evi gibi olabileceği, ama bizim için hiç de öyle olmadığı ortaya çıktı.
Hem zaten bugün de bizim için…
Bırakın Irak’ın kuzeyini
Ülkemizin doğusu, güneydoğusu bile BBG evi gibi değildir.
Ancak, gerek son görüntülü operasyon…
Gerekse yaklaşık 3 yıldır sürdürülen Ümraniye soruşturmalarında ortaya konulan delillere bakılırsa, belki bizim için değildir ama…
Birileri için…
Askerlerimizin…
Gazetecilerimizin
Yargıçlarımızın
Muhalefet liderlerinin yaşadığı, bulunduğu, konuştuğu her yer, aynen BBG evi gibidir.
Hani önemli bir olay olduğunda ya da bir suikast, hep denilir ya…
Önemli olan tetiği çeken değil…
Çektirendir diye.
İşte aynen bu işte de…
Önemli olan kameralardaki görüntüler değil, kameranın yönünü ayarlayandır.
Her türlü olayda sonuca ulaşmak için kullanılması gereken şu yol her zaman geçer akça konumundadır.
Bu işten kim çıkar sağlıyor…
Kimin yararı var?
Bilmem anlatabildim mi?
|