Adama Seba diyorsun.
“Ulan Seba’yı da kahkahasını da” diyor.
Ahlak bozuk…
Adama “hacaefendi” diyorsun.
Utanmadan sıkılmadan(!) “ulan ben işsizim, açım, bana ne hocaefendiden” diyor.
Ahlak kalmadı…
Adama “aşk – ı memnu” diyorsun.
Çirkefleşiyor, Halit Ziya’ya sövüyor.
Adama “Hanımın Çiftliği” diyorsun.
Orhan Kemal için “anasını da alsın gitsin” diyor…
“Yaprak Dökümü” diyorsun.
Reşat Nuri’ye rahmet okuyor.
Ahlak mahlak hak getire.
“Gel evlendirelim” diyorlar.
Ooooo, müşteri çok.
Gidip evleniyorsun.
Ahlak işte…
Deniz Feneri’ne, RTÜK’e, bir haftada köşe dönenlere, kamu mallarının haraç mezat satılmasına daha dokunmadık bile.
“Çok güzel Hareketler” mi acaba diye düşünmeye başlıyorsun…
Olmuyor.
Neden?
Ahlak bozulmuş.
Politikaya bakıyorsun, uçkur kırılmış.
Politikacının politik ahlakına bakıyorsun, kırılan uçkurdan beter, 40 parçaya bölünmüş.
Seninde azıcık politik ahlakın varsa bozuluveriyor.
Tek ve vazgeçilmez sporumuz futbolda şampiyonluk, İstanbul’dan Anadolu’ya kayıyor.
Bursaspor şampiyon oluyor.
GS, FB, BJK gibi beynimize üç büyükler diye işlenmiş takımlar sınıfta kalıyor, garibim yeşil Bursa şampiyon oluyor.
Şu haddini bilmezliğe, şu sportif ahlaksızlığa bakın…
Olacak iş mi?
Son söz mü bekliyorsunuz?
Daha ne diyeyim?
Yazının başlığında “ülkenin ahlakı” dedik ya!
Yahu arkadaşlar.
N’olacak bu memleketin hali?...
|