“Şehitler ölmez vatan bölünmez” çığlıklarıyla,
Bir kişinin “tekbiiiir” diye bağırmasının ardından koro halinde “Allahüekber” diye bağırmalarla,
“Kahrolsun PKK” haykırmalarıyla,
“Vatan sağ olsun” hamasetiyle,
Televizyonlara çıkıp ahkam kesmelerle,
Çete reisini devlet töreniyle karşılama taviziyle,
Ve bunlara benzer ahmaklıklarla terörün bitirilemeyeceği hala anlaşılamadı.
Demek ki terörün bitmesi birilerince istenmiyor.
Terör tartışılırken ortaya aniden türbanın atılması da ayrı bir saptırma ve konuyu çarpıtma değil midir?
“Van münit” külhanbeyliği, bakın başımıza ne işler açtı.
AB’ye kendimizi kabul ettiremedik.
ABD ne derse yapıyoruz ama bir türlü yaranamıyoruz.
Her gün şehit cenazeleri karşılıyoruz.
Her gün şehitlerimiz için törenler düzenliyoruz.
Vizeler kalkıyor diye övünüyoruz, seviniyoruz ama vizeyi kaldıran ülkelerin dünya ölçeğinde kıymeti harbiyesi yok.
Bunca çelişki içinde insanlarımız birbirlerini aldatmayı, birbirlerini sömürmeyi ve kısa yoldan köşeyi dönmeyi düşünüyor ve sürdürüyor.
Allah adama akıl, fikir, iz’an vermiş.
Günümüzde yöneticilerimiz de dahil akıllı, sağlam fikirli ve iz’an sahibi kimse kalmamış gibi görünüyor.
Herkese soruyorum;
Yahu bu cennet ülkede aklı başında insan kalmadı mı?
Kaldıysa neredeler?
Allahüekber çığlığı atmakla, şehitler ölmez vatan bölünmez diye bağırmakla, 1984 yılından bu yana, terör konusunda çözebildiğimiz bir düğüm var mı?
Bu yazıda benden çözüm beklemeyin.
Seçmişiz 550 kişiyi, yollamışız Ankara’ya.
Onlar çözüm üretemiyorlarsa ben mi üretebileceğim?
Benim aklım, benim iz’anım onlarınkinden daha mı ilerde?
Ben sokaktaki adamım.
Ben küçük esnafım, tüccarım, sanayiciyim, boştagezerim.
Beni kim dinler?
Benim dinlemek istediğim seçilmişler, sesime kulak verir mi?
Ben ne istiyorum?
Cennet ülkemde özgürlük ve bağımsızlık istiyorum.
Çünkü, çözüm bağımsızlıktadır…
|