Benim tatilim biraz uzun sürer.
Bu yaştan sonra kırmızı kaytanlı davul çaldırma niyetimiz olmadığından, Gaziantep’i dostlarımıza emanet ederek 500 kilometre uzaklaşırız.
11 yıldan bu yana durum böyle.
Bu yıl da öyle oldu.
Benim tatile çıktığımı öğrenen başbakan da tatile çıkmaz mı?
Kıskandı desek, kıskanılacak bir yanımız yok.
Çömelmeden yorulmuştur diye düşündük.
Başbakan şu anda tatilde.
Hak etmedi mi?
Ne münasebet…
Bihakkın hak etti.
Bir tatili hak ettiğini bildiğinden olacak ki tatil süresini de uzattı.
Bu arada başbakanın tatile çıktığını öğrenen İsrail Dış İşleri Bakanı, başbakanın yokluğundan yararlanarak, Mavi Marmara gemisinin Gazze’ye insani yardım konusu ile ilgili olarak, Türkiye’den özür beklediklerini söyledi.
Ve başbakan tatildeyken, Anayasa Mahkemesi raportörü, raporunu hazırlayarak başkana sundu.
Hukukçuların, hiçbir bağlayıcılığı olmadığını söyledikleri raporunda raportör, referanduma yapılan itirazın reddedilmesini istedi.
Bağlayıcılığı olmayan rapor için ilk konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “şimdiden hayırlı olsun” diyerek memnuniyetini ifade etti.
Şimdi gündemde Başbakanın muhalefet partilerinin liderleri ile görüşme biçimi var.
Tatilden dönünce bu konu da açıklığa kavuşacak.
Yani muhalefet partilerinin liderlerini davet mi edecek, yoksa bu partileri ziyaret ederek görüş “teati” sinde mi bulunacak?
İşte asıl “mes’ele” bu…
“Çağırsam mı? Gitsem mi? Çağırsam mı? Gitsem mi? Çağırsam mı? Gitsem mi?”
Başbakan tatilde en çok bu konuyu düşünmüştür diye düşünüyorum.
Kentlere, karakollara, polise taciz ateşi açılıyormuş, şehitler veriliyormuş, terör tırmanıyormuş, işsizlik had safhadaymış, ülke ateş çemberi içindeymiş fasafiso…
İktidarda kalmak uğruna “durmak yok, yola devam…”
|