Politikacı için her şey mubahtır.
Savcılığa soyunur, yargıçlığa soyunur, mimarlığa, mühendisliğe soyunur.
Herkese akıl veren akıl hocalığına soyunur.
Ve seçilip geldiği için buna da hakkı olduğunu sanır.
İnce eleklerden elenerek Genel Kurmay Başkanlığı konumuna kadar gelen bir yurttaş, samimi görüşlerini halkıyla paylaştığı zaman haddini aşmış olur…
Çünkü ülkenin sorunlarını, içine düştüğü açmazları yalnız politikacı bilir.
Başkaca birinin bilmesine ve bildiği için de çözüm önerileri getirmesine hiç mi hiç gerek yoktur.
Her gün şehitler karşılıyoruz, şehitleri törenlerle, gözyaşlarıyla gömüyoruz.
Hem de 1984 yılından bu yana…
Dünden bu güne gelelim;
Bu güne kadar terörü çözemediğimizin kanıtına buyurun;
Şu anda cumhurbaşkanı yurtdışı gezisinde.
Başbakan tatilde.
Yüce mecliste de meclisin ne zaman tatile gireceği tartışılıyor.
Genel Kurmay Başkanı, ülke genelinde yaşanan çeşitli terör olayları ile ilgili görüş ve gözlemlerini açıklamış.
Vay sen misin bunu yapan?
Sen nasıl “sözün bittiği yer” diye bir sözcük kullanırsın?
Bu işi sen nereden bileceksin?
Bu konu okyanus ötesinin konusu…,
Bunun böyle olduğunu anlayamayanlar varsa, bu cennet ülkeye AKP iktidarı bile çok…
Baksanıza, Irak’ta benim askerimin başına çuval geçiren Amerikalı komutan, şimdi Afganistan’da benim askerime komuta ediyor.
Diplomasiymiş, uluslararası ilişkilermiş, tavırmış, hak getire.
Ermenistan’ı ziyaret eden ezeli ve ebedi dostumuz, müttefikimiz, canımız, kanımız Amerika’nın dış işleri bakanı hanfendi, güya soykırım anıtını huşu içinde ziyaret ediyor.
Bizim dış işlerinde tık yok.
Evet değerli okuyucu, her şey herkesin gözleri önünde gelişiyor.
Hala göremiyorsan, hala suskunsan, hala bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışı içindeysen ben ne diyeyim sana?
Allah senin layığını versin…
“Benim layığım bu” diyorsan, Allah belanı vermiş ama haberin yok.
Ben en iyi niyetimle yine de Allah layığını versin diyorum.
Ancak oyuna sahip çıktığın sürece.
Hesap sormasını öğrendiğin zaman belki layığını bulursun…
|