Son günlerde büyük partilerimizin özellikle TSK’nın İç Hizmetler Kanununun 35.maddesinde bulunan “Türkiye Cumhuriyetini Koruma ve Kollama görevinin” kaldırılması konusunda fikir birliğine vardıklarını görünce insan haliyle de merak ediyor.
Bir ordu neden kurulur?
Neden bir ordu bulundurulur?
Eğer Cumhuriyeti korumayacaksa başka neyi koruyacak?
Aslına bakarsanız bu soruları istediğiniz kadar çoğaltmak mümkün.
Görünürde bu önerilerin sahipleri…
Ülkede daha önce silahlı kuvvetler tarafından yapılan darbeleri örnek gösteriyorlar.
Sözüm ona değişikliği düşünürken bu noktadan hareket ediyorlar.
Tüm bunların yanında unuttukları bir şey bulunuyor. Bu güne kadar ülkemizde…
Hatta ülkemizde de değil, dünyada yapılan tüm darbelerin arkasında hâkimiyet mücadelesi veren ülkenin gölgesi görünür.
Zaten bu ülkeye rağmen yapılan herhangi bir darbe söz konusu da olamaz.
Özellikle son yıllarda ülkemizde yaşananlara dikkatlice göz attığımızda göreceğimiz manzara eminim ki hiç birimiz için çok şaşırtıcı olmayacaktır.
Bu gün ülkemizde emperyalizmin daha açıkçası ABD’nin BOP’u doğrultusunda sürdürülen açılım adı altında bir etnik boğazlaşma projesi uygulanmaktadır.
Çünkü
Bölgeye hakim olan emperyalist, Irak’ın kuzeyindeki oluşumu Türkiye’nin katkısıyla hemen hemen tamamlamak üzeredir.
Hem zaten ülke yetkililerimizin sözlerinden de anlaşıldığı üzere bu oluşum gayri resmi olarak tanınmış durumdadır.
Böyle olunca geriye sadece ülkemizin güney doğusunda kurulacak bir özerk Kürdistan ve bu özerk devletin Irak’ın kuzeyiyle birleştirilmesi kalmıştır.
Ve bölgede özerk bir Kürdistan kurulabilmesi için de toplumun tamamen birbirinden ayrılması ve bir arada asla yasayamayacakları şekilde biribirine düşman edilmesi gerekmektedir.
İşte bu gün uygulanan senaryo tamı tamına budur ve ne yazık ki tarihten ders alma özelliğimiz olmadığı için Sevr’den bu yana da değişmemiştir.
Şimdi bir başka soruya gecelim
Cumhuriyeti korumayı kaldırdıkları ülke neresi. Afrika’da bulunan bir kabile devleti mi?
Ya da okyanusta bulunan küçücük bir ada devleti mi?
Elbette Türkiye bunların hiç biri değil.
Türkiye bazı eski ABD gizli servis temsilcilerince de tanımlandığı üzere bir ucu Kafkasya’da…
Bir ucu Balkanlar’da…
Ege’de, Akdeniz’de, Ortadoğu’da olan koskoca bir ülke ve üstelik dünyanın en sorunlu bölgeleriyle sınırları da olan tek ülke.
Sanırım böyle bir ülkenin bir benzeri daha yok.
Bu nedenle bölgeye hakim olmak isteyen emperyalistler bu bölgede güçlü bir Türkiye’den rahatsız olmakta ve Türkiye’yi etnik ve dinsel parçalara ayırmanın hayallerini kurmaktadırlar.
Tarih boyunca otuz civarında gerici ve bölücü isyanın çıkmasını destekleyen emperyalistler.
Anlaşılıyor ki bu kez işi sansa bırakmamak ve başarılı olmak istiyorlar.
Ulus devletini koruma konusunda duyarlı, üniter yapıya sahip çıkan bir ordu emperyalistlerin tüm planlarını alt üst etmektedir.
İşte birinci körfez savasından beri ordunun uydurma nedenlerle hedefe oturtulmasının nedeni budur.
Ama anlaşılıyor ki bu kez işimiz gerçekten zor.
Gerçekten zor, çünkü!
Bu kez Atatürk yok!
|