Dervişlik, inanca sığınmış, içine kapanık bir kişilik olarak bilinir.
Sözlüklerde birbirine yakın tanımları vardır.
*
Birkaç örnek verelim;
“Dünyadan elini, eteğini çekmiş, kendi iç dünyasında inancıyla harmanladığı bir yaşam biçimini seçen kimse…”
“Bir tarikata, bir şeyhe, çıkarsız bağlı olan ve kendi inanç dünyasında yaşayan kişi…”
Günümüze baktığımızda, dervişlerin çoğaldığını görüyoruz.
Ancak bu çağdaş dervişleri, “zikri ayrı, fikri ayrı dervişler” olarak tanımlayabiliriz.
Bu çağdaş dervişlerde öyle dünyadan elini, eteğini çekmişlik özelliğini hiç mi hiç göremiyoruz.
Kendisinin ve yakınlarının çıkarları uğruna derviş rolü oynayanların sayısı her geçen gün artıyor.
Birilerine inanmadan, sırf çıkar kaygısıyla bağlılığı, dervişlik sayabilir miyiz?
Ama onların birbirlerini derviş olarak görmeleri, derviş olarak nitelendirmeleri de herkesin gözleri önünde gerçekleşiyor.
Yani ortalık derviş geçinenlerden geçilmez oldu.
Bana inanmak istemiyorsanız, şöyle çevrenizi bir gözlemleyin, benim göremediğim daha ne dervişler göreceksiniz.
Önümüzde kutsal Ramazan ayı var.
Ramazan ayının sonunda Şeker Bayramı.
Şeker Bayramının son gününden sonra da 12 Eylül günü halkoylaması var.
İktidar partisi “evet” peşinde, muhalefet partileri “hayır” peşinde.
Halka gelince; bir aylık oruç ibadetinden sonra bayramını da yapmış, rehavet içinde…
Ve kalkıp sandık başına giderek oy kullanacak.
26 maddenin hiç birinden haberi olmadığı Anayasa değişikliğine tek yanıt verecek.
Ya “hayır” ya da “evet…”
Amaaaa, kutsal Ramazan ayı boyunca neler yapılacak neler?
Zikri ayrı fikri ayrı dervişlere, yine zikri ayrı fikri ayrı ama derviş geçinenler tarafından Ramazan kolileri hazırlanacak, iftar çadırları kurulacak.
Tok derviş geçinenler, aç derviş geçinenleri güya doyuracak.
Güldürmeyin beni…
Yazımızı, Yunus’un bir deyişi ile noktalayalım;
“Dervişlik baştadır taçta değildir
Kızdırmak oddadır sacda değildir.
Eğer bir müminin kalbin yıkarsan
Hakka eylediğin secde değildir
Ararsan Mevlayı kendinde ara
Kudüs’de, Mekke’de, Hac’da değildir
Kabul et Yunus’un ergen sözünü
Tezde gelir başa geçte değildir.”
|