Bir konuyu tartışmak, uygarca tartışarak doğruyu bulmak demokrasinin gereğidir.
Akıllı insanların tartışmalarından toplum bilgilenir, dersler çıkarır, aydınlanır.
Son dönemde her şey, her konu çeşitli tartışmalara açılır oldu.
Ancak neden tartışıldığı pek belli olmayan bu tartışmalardan toplum ne ders alıyor, ne bilgileniyor ne de aydınlanıyor…
Peki, ne oluyor?
Daha çok kafası karışıyor.
Çünkü tartışmaya açılan çeşitli konular, hep kafa karıştırıcı, somut olmayan ve hep “arkadan dolaşılan” konular…
xxx
Ortaya bir “açılım” tartışması atıldı.
Ağzı olan konuştu, hala da konuşuluyor.
Herkesin kafası karıştı, düşünme yetenekleri allak bullak oldu.
Ana başlığı “açılım” olan mucize, Kürt açılımı, demokratik açılım, Ermeni açılımı, Roman açılımı gibi birçok ara başlıklar altında ve çeşitli söylemlerle toplumun kafasını karıştırdı.
Hele hele bu açılım türlerinin hiç birinden sağlıklı ve somut bir sonuç çıkmaması, kafaların daha çok karışmasına neden oldu.
Kutsal Ramazan ayının girmesiyle çadırlarda, sokaklarda, caddelerde bir iftar açılımı başlatıldı ki; rekor peşinde koşan yerel yöneticiler bile çıktı.
Yaygın ve saygın basınımızda köşe kapmış ama asıl mesleği yağlama – yıkama uzmanlığı olan bazı kalemşorlar, açılımın her türünü gözleri kapalı alkışlamayı alışkanlık haline getirdiler.
Bu tartışma politikası ne zaman bitecek belli değil.
“Mustafa” filmi ile Mustafa Kemal Atatürk’ü bile tartışma konusu yapmak istediler ama başaramadılar.
Güçleri yetmedi.
xxx
“Takunyalı Führer” adlı bir kitap okuyorum.
Ergenekon tutuklusu Ergün Poyraz yazmış.
Herkese öneririm.
Özellikle de iktidar yanlılarına…
Kafaların kumdan çıkmasına yardımcı olabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum da…
Sözümüzü tutan olursa, belki açılıma bizim de bir katkımız olur.
Hani tartışma iklimindeyiz ya!...
|