Siz 26 yaşındaki oğlunuzu bir anda kaybettiniz mi?
Allah korusun, böyle bir olayın, kimsenin başına gelmesini istemem.
Ben 26 yaşındaki oğlumu, 21 yaşında ve cebinde ağır vasıta kullanabilir belgesi bulunan bir kamyon sürücüsünün kullandığı kamyona çarpması sonucunda kaybettim.
26 yaşındaki oğlum, 21 yaşında ve ağır vasıta kullanan bir trafik canavarının kurbanı oldu.
2 ay hapiste yattı.
Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Daha sonraki duruşmada 4 yıl 5 ay hapis cezası aldı ama mahkeme salonunda kendisi yoktu, avukatı vardı.
Avukatının, hapis cezasını para cezasına çevrilmesini istemesi mahkemece reddedildi.
Ancak aradan 12 yıla yakın bir zaman geçmesine karşın ne o genç sürücü bulundu ne de 21 yaşındaki o gencin kullandığı kamyon.
İkisi de hala ortada yok…
Biz acımızla yaşayıp gidiyoruz.
Kocaman devlet, ne kamyonu bulabildi, ne kamyonun sahibini, ne de o kamyonu kullanan ve cebinde ağır vasıta kullanabilir belgesi bulunan 21 yaşındaki genci bulabildi.
Hani hukukta faili meçhul diye bir söylem var ya.
İşte bu olay da faili belli, ikameti meçhul bir olay olarak adliye tarihine geçti.
Trafik cezalarında salt rakamların yüksek tutulmasının caydırıcı olacağı düşünülüyor.
Oysa böyle düşünenlerin tümü yanılıyor.
Siz trafik cezalarında kesilen paranın rakamını istediğiniz kadar yükseltin, sonuç değişmiyor.
Trafik kazaları bir türlü önlenemiyor.
Cezalar caydırıcı olmadığından da trafik terörü elini kolunu sallayarak Azrail gibi yollarda fing atıyor.
Xxx
Bugün, canım oğlumu, can arkadaşımı trafik teröründe kaybedişimizin yıldönümü.
Kaç yıl olduğunu bilmiyorum.
Sanki dün gibi.
Her trafik kazası, bu kazalarda her ölüm, küllenen yaramızın küllerini savurur.
Çünkü trafik kazasız gün geçmiyor.
Uygarlaşmaya çalışan ancak trafik kurallarına uymakta çok ilkel bir toplumuz.
Her kazadan sonra bu duruma daha çok inanıyorum.
Çünkü bu konuda tutarlı önlemler alınmıyor.
Oğlumdu, delikanlıydı, arkadaşımdı, sırdaşımdı, yerine göre beyefendi yerine göre kühanbeyiydi.
İçinde ki insan sevgisiyle herkese yardımcı olmak için çırpınan bir kişiliği vardı.
Ölüm yıldönümünde O’nu, mezar taşında yazılı olan dörtlükle anıyor, ışıklar içinde yatmasını diliyorum.
“Her sevinçte, her hüzünde
Her çiçekte duyun beni.
Yaşanan her güzel günde,
Aranızda sayın beni…”
|