Hanefi Avcı.
Bir polis müdürü.
Yıllarını bu mesleğe, özellikle de istihbarata vermiş.
Çeşitli terör örgütlerinin üstüne üstüne gitmiş.
Sol örgütlerin belini kırmış.
Arkadaşım dediği biri, onun için, “işkencecim” diyor.
Mesleğinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına dek yükselmiş bir polis.
Işık evlerinde kalmış, çocuklarının da Işık evlerinde kalmasını sağlamış ve bundan da pişmanlık duymadığını söyleyen milliyetçi, muhafazakar, dindar bir bürokrat.
Kendi kendiyle hesaplaştığı bir kitap yazdı, hayatı kaydı.
Şimdi cezaevinde…
Suçu ne?
Sol örgütlere nefes aldırmayan Avcı, “Devrimci Karargah Örgütü” diye anılan bir sol örgüte yardım ve yataklık yapmak.
Avcı, Eskişehir Emniyet Müdürü iken bir kitap yazdı; “Haliçte Yaşayan Simonlar – Dün Devlet - Bugün Cemaat.”
Adamı yazdığına yazacağına pişman ettiler.
Kendisi de sonucun böyle olacağını biliyordu.
Hani “bir kitap okudum, hayatım değişti” diyen zübük bir yazar vardı.
Hatta ona Nobel ödülü bile vermişlerdi.
Hanefi Avcı da bir kitap yazdı, onun da hayatı değişti, tutuklanarak cezaevine yollandı.
İmdiiii, ülkede görev yapan polis müdürleri ne düşünüyor?
Polis teşkilatında cemaatçi olan ya da olmayan polisler ne düşünüyor?
Herkesin kafası allak bullak.
Belki bu işe sevinen meslektaşları da vardır ama onların da kafalarının karışık olduğuna inanıyorum.
Evet, sağ görüşlü, milliyetçi, muhafazakar, abdezinde, namazında bir polis müdürü, şimdiye dek savaştığı bir terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktan tutuklanabiliyor.
O şimdi hapishanede.
dışarıda kalanlar bu konuya hangi gözlükle bakıyorlar?
“Bize bir şey olmaz” diye düşünüyorlarsa, Hanefi Avcı’nın da böyle düşündüğünü düşünebiliyorlar mı bilemiyorum.
Sağcı basında, kaldıysa solcu basında her gün ahkam kesen, köşe kapmış yazar – çizer takımının bu konuda neler düşündüğünü merak ediyorum.
Bakalım neler yumurtlayacaklar?
Prof.Ümit Özdağ, Hanefi Avcı’nın kitabı için, “liberal manifesto” diyor ama Avcı şu anda cezaevinde.
Birileri adaleti tartışmaya açmak istiyor, kimseden tık çıkmıyor.
Hatta adaleti uygulama görevi olanlardan bile…
Şimdi, “yoksa hukuk politize mi edilmek isteniyor” diye sormak suç olur mu bilemiyorum.
Sonuç olarak; bir kitap yazan polis müdürü, meslektaşlarının gözetiminde önce Paşakapısı ardından Metris Cezaevine gönderiliyor.
Şimdi Silivri Cezaevinde.
Ne diyelim?
Allah kurtarsın…
|