Yaşı otuzun üzerinde olanlar anımsayacaklardır.
Televizyonlar siyah – beyazken, Banker Kastelli diye tanınan Cevher Özden, o dönem sinemanın yıldızları Cüneyt Arkın, Orhan Günşiray, İzzet Günay, Ekrem Bora, Eşref Kolçak gibi aktörlerin oynadığı reklamlar yaptırmıştı.
“Aman hocam, patlar matlar” o reklamlardan akıllarda kalandır.
Cevher Özden bir üniversitede iktisat dersi verdikten bir hafta sonra, polisçe aranmaya başlamıştı.
O sırada ülkeden kaçmıştı.
Galiba Cezair’de yakalanarak ülkeye getirilmişti.
Cezası neyse çektikten sonra yine mesleği olan finans sektöründe epeyce at koşturmuştu.
Bundan da uzunca bir zaman sonra kendi eliyle intihar ederek yaşamına son vermişti.
Böyle bir girişi neden yaptım?
Televizyonların çeşitli kuşaklarında reklamlar izliyoruz.
“Bin lira peşin ver, hemen evine taşın, 36 ayda öde…”
“İki bin lira peşinle ev sahibi ol…”
“10 bin lira peşin ver, evinde oturmaya başla, yavaş yavaş öde…”
Bu ülkede Sülün Osman’lar, Jet Fadıl’lar kolay yetişiyor galiba.
Allah rahmet eylesin, Sülün Osman Galata Kulesinden tutun da saat kulesinden Galata Köprüsüne kadar satmamış mıydı?
Anadolu insanı hala saf ve pırıl pırıl tertemiz.
Halkoylamasında % 58 evet çıkması da bu saf ve temiz olmaktandır.
Çünkü inanıyor.
Çünkü kendisi şimdiye dek kimseyi kandırmaya çalışmamış.
Onun içindir ki kandırılmayacağına inandığı için, her söyleneni doğru sanıyor.
Ve bundan dolayı da bin lira (eski parayla bir milyar), on bin lira (eski parayla on milyar) peşin parayla ev sahibi olacağına, şu ya da bu şekilde inandırılıyor.
Hem de televizyonlara verilen binlerce liralık aldatıcı reklamlarla.
Hem de bu evlerin bahçeli, havuzlu, güvenlikli ve her türlü donanımı olduğu söyleniyor.
Benim saf ama cevval geçinen halkım, bu reklamlara aldandıkça, bazı madrabazlar da her zaman çıkacaktır.
Peki, devlet ne yapıyor?...
Devlet de benim izlediğim reklamları izleyip, “işte ileri demokrasi budur. Bin lira, iki binlira, on bin lira peşinatla evsiz yurttaşlarımızı ev sahibi yapacak girişimcilerimiz yetişti hamdolsun. Ne güzel, ne güzel…” diye düşünüyorsa;
Yanmış gülüm keten helva da bizim haberimiz olmamış demektir.
Aslında kafaya takıp bu konuda ahkam kesme yerine, birkaç bin lira peşin verip birkaç ev sahibi olmak varken, biz de işin suyunu çıkarmaya çalışıyoruz değil mi?
Ben tam bu konuyu yazarken, Başbakanın iki dudağı arasından bir karar çıkıverdi;
“Genel seçimler 12 haziranda yapılacak…”
İşte ileri demokrasi bu olsa gerek…
|