Haberlere bakarsanız, vergi borcu affı yolda.
Artık herkes biliyor ki bu cennet ülkede 3 – 5 yılda bir af konusu ortaya atılır.
Derken af kapsamı genişletilir, genişletilir, suçluların affına kadar gidilir.
Zaten işlenen suçların cezasız kaldığı, onun için de suç oranının arttığı halk arasında hep söylenir.
Ülkeyi yönetenlerin bu gerçeği bilmelerine karşın af konusu her hükümet döneminde gündeme getirilmiştir.
Af, aslında insancıl bir konudur.
Bir suçu bağışlamak, o suçun mağduru olan kişi tarafından yapılıyorsa takdir görür.
Ancak bağışlamak devlet eliyle yapılıyorsa, altında bir şeyler vardır diye düşünülür.
Bu konuda üretilen bir fıkrayı anlatmamın tam yeri;
Kasabanın birinde genç bir kızın ırzına geçen adam yakalanmış ve cezasını çekmek üzere hapse konmuş.
Aradan biraz zaman geçtiğinde, genç kız pazarda alışveriş yaparken, kendisine tecavüz eden adamı görünce hemen güvenlik güçlerine koşmuş, kendisine tecavüz eden adamın hapisten kaçtığını, şu anda da Pazar yerinde alışveriş yaptığını söyleyince güvenlikçi “bacım, o hapisten kaçmadı af çıktı o da aftan yararlanarak hapisten çıktı” deyince kadın,“kim çıkardı bu affı?” diye sormuş. “Devlet çıkardı” demişler. Kadın hiddetlenmiş, “bu adam devletin mi ırzına geçti benim mi?” diye öfkelenerek oradan ayrılmış.
İşte böyle bir af fıkrası geldi aklıma.
Şimdi yeniden konumuza dönersek; bu afla devlete vergi borcu olanlara umut şırınga edilirken, vergisini zamanında ödeyen yurttaşların da cezalandırıldıklarını hissetmeleri sağlanıyor.
Gerçi kimse gönüllü olarak vergisini ödemiyor da…
Ben terzi değilim ama iyi dikilmiş bir elbiseden anlarım.
Ben aşçı ustası da değilim ama iyi yapılmış bir yemeği tadından anlarım.
Benim af kapsamına girecek vergi borcum da yok ancak vergisini zamanında ödeyenlerin, 3 – 5 yılda bir çıkarılan vergi affı ile ne kadar incindiklerini de anlarım.
xxx
Şimdilerde gündeme bir de “kalkan” girdi.
ABD, savaş aracı olan bu kalkan için Türkiye’yi uygun buluyormuş, görüşmeler de sürüyormuş.
Sürüyormuş değil görüşmeler bitti bile.
Allah sonumuzu hayreyleye.
Amerika Ortadoğu’dan elini çeksin, Ortadoğu’da kavga biter.
Bölgedeki düşman güçler, devletler, şöyle ya da böyle barışı sağlarlar.
Ancak dünya ağası Amerika, Ortadoğu’nun huzur ve barış içinde olmasını istemiyor.
Ortadoğu’da Nato’nun en ağır yükünü çeken Türkiye.
Bu yükü daha da arttırmak için ne gerekirse yapılıyor.
Nato + BM =ABD formülünü dünyaya dayatan Amerika, Ortadoğu’da da istediği gibi at koşturmak istiyor ama beceremiyor.
Beceremediği için Ortadoğu’yu karıştırıp duruyor.
Bizde de buna “devletler hukuku” diyorlar.
Seveyim sizin hukukunuzu…
|