Muhalefet partileri, demokrasilerin olmazsa olmazlarındandır.
Muhalefet partisi olmayan bir parlamento, ayağı eksik masa gibidir.
Hiçbir zaman dengede duramaz.
Denge oluşturamaz…
Bugünkü parlamentomuzda muhalefet partileri var hamdolsun.
AKP iktidarda, CHP ana muhalefet, MHP ve BDP de muhalefet partileri.
Yani içinize sindirebilirseniz tam demokratik bir sistem…
İçinize sindirseniz de sindirmeseniz de oluşum bu.
İktidar partisi olan AKP, iktidar olmanın verdiği rehavetle rahat görünme çabası içinde.
Ana muhalefet partisi CHP’ye gelince;
CHP, iktidara doğru koşar adım yürümek istiyorsa, ilkin kendi içinde barışı sağlamalıdır.
Geçtiğimiz cumartesi günü kurultayını yaparak parti meclisi üyelerini belirleyen CHP’de, parti içi iktidarı elinden kaçıran bazıları, kadın kotasını bahane ederek yargıya başvurdular.
Yargı, itirazı reddetti.
Bir kez daha yargıya gittiler.
Bu başvuruları da reddedildi.
Tam bir inatla üçüncü kez başvurdular.
Etmeyin, eylemeyin.
İktidara mı yürüyorsunuz yoksa kendi içinizde iktidar savaşı mı veriyorsunuz?
Genel seçimlere şunun şurasında kaç ay kaldı?
Yeni seçilen parti meclisinde Demokrat Parti’den olanlar varmış.
Türkiye Partisi’nden olanlar varmış.
Tarihi çöplüğüne gömülen Anap’tan olanlar varmış.
Eski partilerinde de belli yönetim noktalarında bulunmuş olan bu yeni parti meclisi üyeleri için dedikodular üretmenin zamanı mı?
Kadın kotası için kıyametler koparmanın, yargıya başvurmanın zamanı mı?
Şimdi kol kola girerek kenetlenme zamanı olduğunu hala kavrayamayanlar, neyin telaşı içindeler acaba?
Hedefledikleri yerlere gelememenin mi?
(Yeni parti meclisi üyesi 41 yaşındaki Dr. Muhammet Çakmak, ilk demecinde sınıfta kaldı. Çakmak, Nakşibendi şeyhi Elazığ’lı Halit Hoca’nın torunuymuş. Zikri neyse onu söylemiştir. Yadırgamamak gerek…)
Son kurultaydan sonra eli rahatlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dürüstçe, yiğitçe, açıkça kendini ortaya koymuş, “başaramazsam eyvallah der giderim” diye de tavrını belirlemiş.
Bırakın çalışsın.
Destek olun, birlikte çalışın.
Ne zamana kadar?
2011 yılının haziran ayında yapılacak genel seçimlere kadar.
Kurultay sonrası incir çekirdeğini doldurmayan nedenlerle yargıya başvurmayı demokratik hak olarak görenler, iyi bir gözlemci, tutarlı bir politikacı olarak çevrelerine bir baksalar, demokrasinin ne hale geldiğini göreceklerdir.
Ana muhalefet partisi CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ile bir hareket ve ivme kazanmıştır.
Önemli olan, göğsünü gere gere “CHP’liyim” diyenlerin bu gerçeği görmeleridir.
Aksi takdirde demokrasi toz duman olma yolundadır.
|