Çeşitli açılışlara katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere kentimize sık sık gelen Gaziantep Milletvekili ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz cumartesi günü de seçim bölgesi olan Gaziantep’teydi.
“Türk Ekonomisi ve İnşaat Sektörü” konulu toplantıya katılan Bakan Şimşek, burada yaptığı konuşmayla pembe bir tablo çizmiş.
Ne demiş?
Önce “çok şanslı bir Maliye Bakanıyım” demiş.
El hak doğrudur.
Çünkü bu şanslılık konusu Gaziantep’te herkesçe bilinmektedir.
Gaziantep’li seçmenin, adını bile duymadığı birine oy vererek Ankara’ya göndermeleri ve hemen ardından Maliye Bakanlığı koltuğuna oturtulması, şanstan başka hiçbir şeyle açıklanamaz.
Buna şans denmez de ne denebilir?
Bakan şimşek, şansın kendisini başka konularda da yalnız bırakmayacağına inancından olsa gerek konuşmasını şöyle sürdürüyor; “2010 yılında hem hedeflerimizin çok ötesinde bir bütçe dengesi tutturduk hem de ülkenin bir çok ihtiyacını sağlayacak ekstra imkan sağladık. Bu gerçekten tesadüf değil. Bu çalışmayı gerektiriyor.
Bir yandan siyasi iktidarla sağlanan bir ortam var. Doğru reform ve adımlar, özellikle de bütçe disiplini ve fiyat istikrarının beraberinde getirdiği bir sonuç…” (cümledeki söylem bozuklukları bana ait değildir, bakanın konuşmasının aynıdır.)
Bakan Şimşek hızını alamamış, devam ediyor;
“2010 yılında herhalde bir ilktir bilemiyorum geçmişte olmuş mudur? Bir çok icracı bakanlık sonradan verdiğimiz ekstra imkanların tamamını kullanamadı. Binali Yıldırım, Veysel Eroğlu ilk defa paranın bir kısmını bize iade etmek zorunda kaldı.” (Bu cümle de aynen bakanın sözleridir, yanlışlıklar varsa konuşmacıya aittir.)
Yani icracı dediği bu bakanlar icraat yapmamışlar ama Maliye Bakanı, para bakanlığa geri döndüğü için seviniyor, bunu da başarı sayıyor.
Bakan ihracattan da söz etmiş ancak ithalatı ağzına almamış.
Maliye Bakanı Şimşek 2011 yılındaki hedefleri tutturmak için 2010 yılındaki şansına güveniyor.
Bir bakan böyle konuşuyorsa, demek ki durum böyledir, biz inanırız.
Bir bakanın gerçekleri çarpıtmayacağını düşündüğümüz için inanırız.
İnanmamız gerektiği için inanırız.
Ancak çevremize baktığımızda gerek yatırım açısından gerek istihdam açısından gerek işsizlik açısından pembe tablolar göremiyoruz.
Bizim öyle bir şansımız yok.
Bakan şanslı olduğundan olsa gerek, görüyor ki bunları anlatıyor.
Çoğu yurttaşı çeşitli borçlarla kıvranan bir ülkenin Maliye Bakanı galiba gerçekten çok şanslı.
Ne diyelim?
Bakanın bir bildiği vardır mutlaka.
Bu şansı umarım 2011 yılında da sürer.